8:55 am - ZAMLAR KASAYI DOLDURDU | Bu kooperatif halka kapalı
8:03 am - ARTAN GIDA FİYATLARI İDDİALAR VE GERÇEKLER
10:24 am - MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI AÇIKLADI! Ara tatil tarihleri belli oldu
8:32 pm - TRABZON’DAN TÜİK’E TEPKİ! “Bizim aklımız ile alay etmeyin”
7:20 am - ENFLASYON ARAŞTIRMA GRUBU (ENAG): Yıllık enflasyon yüzde 88,63
6:13 pm - TASARRUF TEDBİRLERİ OTİZM’İ VURDU! Trabzon’da bir okul kapatılıyor..!
Türkiye’de coronavirüsten son 24 saatte 63 kişi hayatını kaybetti
Koca açıklamasında günlük coronavirüs verilerini açıkladı. Buna göre Türkiye’de coronavirüs nedeniyle son 24 saatte 63 kişi yaşamını yitirdi, 1771 yeni vaka tespit edildi. Virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin toplam sayısı 7 bin 249’a, toplam vaka sayısı 296 bin 391’e yükseldi.
Bugünkü iyileşen hasta sayısı 1342 olurken toplam iyileşen hasta sayısı 262 bin 602’ye ulaştı.
Hastalarda zatürre oranı yüzde 7,1 olurken ağır hasta sayısı 1351 olarak kayıtlara geçti.
Bakan Koca’nın açıklamasına göre, son hafta günlük ortalama vaka sayısına göre, en yüksek artış Kayseri’de yüzde 39,37, Ankara’da yüzde 38,84 ve Mersin’de yüzde 36,99 oldu.
Koca, “Son üç günün son haftayla karşılaştırmasıyla artış yaşanan ilimizin olmaması da son derece umut vericidir” dedi. Koca, hasta sayısında azalış olan illerin ise, yüzde 27,1 ile Artvin ve yüzde 26,37 ile Bartın olduğunu açıkladı.
Bakan Koca’nın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Bize kulak vermek üzere ekran başına geçen hanımefendi ve beyefendilere teşekkür ediyorum. Sağlık ordularımızın kahramanlarımızdan gelecek haberleri kendi oğlundan haber bekleyen gibi bekleyen anne ve babalara teşekkür ediyorum. Sahada virüsün izini süren ekiplerimizin sizlere selamlarını sunuyorum.
Ülkemizde virüse 10 Mart’ta rastlanmıştı. 17 Mart’ta ilk kaybımızı vermiştik. O gün itibarıyla test sayısı 98’di. Salgında çok şey yaşadık. 7 bin 185 hayat son buldu. Bugün ağır hasta sayımız 1300’ün üzerinde toplam vaka sayımız yüz binlerle ifade buluyor.
Biz ve dünya virüsün saldırısı karşısında baştakinden daha zor dönemdeyiz. Daha zor ve umutların gerçekleşmeye yakın olduğu bir dönemdir. DSÖ verilerine göre dünya genelinde 29 milyon 500 bini geçti. Hayatını kaybeden kişi sayısı milyona yaklaştı.
Vefat sayımız Türkiye’nin kıyaslanabileceği Almanya gibi ülkeler dikkate alındığında başarımız ortadadır. Türkiye’nin 9 aydan bu yana salgınla mücadelesinde dünya toplumların duygularıyla benzerlikler gösteriyor. İnsanlar yaşananlara karşı bıkkınlık, hayatın yavaşlayışına karşı öfke duyuyor. Gençler engellenmişlik duygularıyla başbaşa. Yaşlılarda umutsuzluk hatta suçluluk duygusu. Asıl ilginç olansa salgının bize getirdiği izole edilmişlik hissi ve olumsuzlukları sadece bizlerin yaşadığı yanılgısıdır.
Gerçekte düşünüldüğü şekilde yalnız değiliz. Sizi düşünen ailenizin olduğu gibi sizi düşünen güçlü bir devletiniz var. Karamsarlık için neden yok. Hayatsa normal akışına dönmeye hazırlanıyor. Koronavirüs salgını sonu yaklaşan bir salgındır. Bunun heyecan verici açıklamasını birazdan yapacağım.
Salgının yol açtığı karamsarlık tıpkı bir günün geçiciliği gibi geçicidir. Çare belirdiğinde tahammül ve dirayet artar. Yolumuza dirayetle devam ederse, maske ve mesafe kurallarına titizlikle uyarsak, hafızalardan silinmeyecek o görüntülere bizler tanık olmayız.
Virüsün iz sürücüleri olan filyasyon ekiplerimizin sayısı 11 bin 238’e çıkmıştır. Filyasyon ekipleri yaptıkları tarama ile maruz kaldığımız riski azaltmaya çalışmaktadır. Salgına karşı savaşta bu öncü birliklerin dünyada örneği olmadığını yabancı televizyonların yaptığı programlardan biliyorsunuz.
“SON İKİ AYDIR BULAŞMA HIZLANDI”
Son iki aydır bulaşma hızlandı. Sağlık çalışanlarımızın yükü 4-5 kat artmış durumda. Kendinizi sağlık çalışanının yerine koyun. Onların cephede sizin için göğüs göğüse çarpıştığını bilin. Onlara vereceğiniz destek tedbirlere uymaktır. Hastalığa yakalanmayarak onlara güç verin. Bu savaşta hayati cephe hastanelerimizdir. Bu cephede kayıplarımız oldu.
Eşi benzeri olmayan fedakarlıkların sonu artık ölüm olmasın. Size sağlık personelimizden hep iyi haberler verebilmemiz için bize tedbirleri uyarak yardım edin. Virüs her gün çok sayıda insana bulaşmaya devam ediyor. Hareket kabiliyeti olmadığına göre bunun Türkçesi şudur; çok sayıda insanımız tedbir almayarak her gün kendini virüse maruz bırakmaktadır.
Tüm taşıyıcıları bilmek mümkün olmadığı için herkese taşıyıcı gözüyle bakmak tedbirin temel mantığıdır. Böyle yaparsanız sorunu yönetmemize yardımcı olursunuz. Sizin yardımınız olmadan bu sorunun üstesinden gelinemeyecektir. Artan tehdide karşı bakanlığımız sizlere başta İçişleri Bakanlığımız olmak üzere ilgili tüm kurumlarla işbirliği içinde kolaylaştırıcı hizmetler sunuyor. Bunlardan biri halen yeterince kullanılmayan HES mobil uygulamasıdır.
HES mobil uygulamasının indirilmediği cep telefonu kalmamalıdır. Size bölgesel risk haritalarını sunuyor. Risk değerlendirilmesi yapıylor. Uygulama sizin risk yönetim rehberinizdir. Kullanımı ise basit bir telefon işlemi gibi kolaydır. HES bizim için de büyük bir işleme sahip, karantina koşullarına uyulup, uyulmadığını bu kontrolle öğreniyoruz.
Sorumsuzluk göstererek toplumda risk oluşturan kişilere karşı bir diğer önlem akıllı benzer bileklik uygulamaları olacaktır. Bir salgınla mücadele herhangi bir hastalığa karşı verilen mücadele gibi değildir. Salgın hastalığını toplum olarak yaşıyoruz. Bu çapta sorunlar devletlerin stratejisini mecburi kılar. Devletimizin, Sağlık Bakanlığımızın hastalığın tespit ve tedavisinde örneği dünyada görülmeyen bir gayret içerisinde olduğunu biliyoruz.
Kendisi hasta olmayan taşıyıcılardan virüs başkalarına bulaştığında ağır sonuçlarla karşılaşıyoruz. Kişi başkasını düşünmeye vicdanen, ahlaken mecburdur. Tedbir bir sağlık ve ahlak kuralıdır. Her taşıyıcı her hasta ve sonuç olarak her vaka vefatlarda olduğu gibi toplum olarak gücümüzden, moralimizden, yaşama heyecanımızdan bir şey eksiltiyor. Hiç kimse hasta olursam sağlık çalışanlarımız tedavimi nasıl olsa yapar kolaycılığına düşmemelidir. Bu bir hak ihlalidir.
“NORMALLEŞME SÜRECİNDE BİR BOCALAMA YAŞADIK”
Başarılı günlerimiz ve başarısızlıklarımız var. Kısıt günleri bize kalkan oldu. Normalleşme sürecinde bir bocalama yaşadık ve bunu aştık. Görünen o ki, bayramlar, düğünler, taziyeler salgın sınavında başarısızlığa yol açan zamanlar oldu. Sonbahara girerken tüm dünyayı tehdit edecek bir riske yaklaşıyoruz. Grip vakaları salgın açısından çok sakıncalıdır. Grip hastalığın yayılmasını, hapşırma ve öksürmelerle yaygınlaştırır. Bir insanın gribe ne kadar kolay yakalanabileceğini hepimiz biliyoruz. Bugünden itibaren tetikte ısrar istiyorum.
Şimdi bugüne kadar duymayı en çok arzu ettiğiniz şeyi ihtiyatı elden bırakmadan söylemenin vakti geldi. Bilimsel gelişmeler bu salgının da sonunun yakın olduğuna işaret etmektedir. Aşı konusunda dünya kamuoyuna yansıyan bilgiler umut veren belki de çare bildiren bilgilerdir. Bilim dünyası yılın sonuna kadar sonuç alınacağı konusunda hemfikirdir diyebiliriz.
Bugün toplam hasta sayımız 1771, bugünkü test sayımız 112 645, bugün hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı ise 63. Zatürre oranımız son 1 haftanın ortalaması yüzde 7.1. Zatüre oranı yüzde 29-30’lardan bu orana düşmüş oldu. Ağır hasta sayımız artmaya devam ediyor. Ağır hasta sayımız 1351’e kadar çıkmış durumda.
EN FAZLA VAKA ARTIŞI OLAN İLLER
Hastane doluluk oranlarımıza baktığımızda bütün Türkiye için yatak doluluk oranı yüzde 51,6, yoğun bakım yatak oranımız yüzde 66,3, ventilatör doluluk oranımız yüzde 33,6.
En çok vaka olan iller, son hafta günlük ortalama vaka sayısına göre, en yüksek artış Kayseri yüzde 39,37, yüzde 38,84 Ankara, yüzde 36,99 Mersin.
Son üç günün son haftayla karşılaştırmasıyla artış yaşanan ilimizin olmaması da son derece umut vericidir.
Hasta sayısında azalış olan illerimiz: Artvin yüzde 27,1, Bartın yüzde 26,37.
3 BÜYÜK İLDE SON DURUM
Ankara yatak doluluk oranı yüzde 52,9. Yoğun bakım yüzde 64,8, vantilatör yüzde 28,1. Günlük ortalama zatürre vaka oranı yüzde 6,02. Zatürre oranı bizim için son derece önemli, erken tedaviyle zatürrenin azaldığını, tedavi etmekte başarılı olduğumuzu gösteren bir tablo. Son hafta günlük ortalama vaka sayısı son ay vaka sayısına göre artış oranı yüzde 38,84. Son hafta Ankara’nın kontrol altına alındığını söylemek istiyorum. Bu tedbirleri aynı şekilde devam ettirirsek gelecek haftadan sonra bu stabilleşen Ankara’nın durumunun aşağıya doğru düşeceğini rahatlıkla söyleyebilirim.
İstanbul’da yatak doluluk oranı yüzde 55,3, yoğun bakım yüzde 60,2, son ay günlük ortalama zatüre oranı yüzde 6,53, son üç gün ise zatürre oranı yüzde 67.
İzmir’de son ayda yarı yarıya zatüre oranının düştüğünü, orada da filyasyon ve tadevinin erken başladığını, hastane yükünün azaldığını söylemek istiyorum.
Yoğun bakım yataklarımızın doluluk oranlarında az da olsa kısmi bir düşme, buna karşı vantilatör doluluk oranlarımızda son haftalara göre hafif bir yükselme eğilimini görüyoruz.
İl bazında baktığımızda; yoğun bakım yatak doluluk oranlarımızı görüyoruz. Karşılaştırdığımızda en dolu illerimiz yatak doluluk oranı, Bartın yüzde 77,32, Batman yüzde 76,4, Sakarya yüzde 76,33, Ordu yüzde 75,98, Samsun yüzde 75,74, Giresin Yüzde 75,34, Hatay yüzde 74,92.
Vantilatör doluluğuyla ilgili genel anlamda bir sorun olmadığı rahatlıkla söylenebilir.
“TOPLAM FİLYASYON KİŞİ SAYISI 439 BİNİN ÜZERİNDE”
Bu zamana kadar yapılan toplam filyasyon kişi sayısı 439 binin üzerinde. Bu kadar büyük bir ekibin sahada her gün olduğunu söylemek istiyorum, dünyada benzerinin olmadığını söylemek istiyorum. Filyasyon için son durum, temaslılardaki filyasyon oranımız yüzde 99,6. Temas bilgisinin öğrenilmesinden sonra ortalama 15 saatte ulaşabilir olduğumuzu görmüş oluyoruz. Bu zamana kadar yapılan toplam filyasyon kişi sayısı 439 binin üzerinde. Bu kadar büyük bir ekibin sahada her gün olduğunu söylemek istiyorum, dünyada benzerinin olmadığını söylemek istiyorum.
Özellikle zatürre takibini önemsiyoruz. Zatürre oranı ne kadar düşerse hayatını kaybeden hasta sayımız o kadar azalmış olur. Bu oranın önemli bir oran olduğunu, her ili bu anlamda mercek altına alıyor, hedef koyuyoruz. Her ilin yüzde 5’in altına indirmesini, sonuçta 3’ün altına indirmeyi hedefliyoruz.
AŞI ÇALIŞMALARI
Aşıyla ilgili geçen toplantıda da bahsetmiştim. Dünyada yaygın bir ilerleme sözkonusu. Faz 3 çalışmasına gelen 9, 6 çalışmada hastaya uygulamaları başladı. Bu uygulamalardan bir tanesi Çin’de, bizim Bakanlık olarak izin verdiğimiz iki tane oldu. Biri Çin’den Sinovak dediğimiz aşı, Hacettepe’de 3 sağlık çalışanı ile başlamış oldu. Sağlık çalışanları gönüllü olarak katıldı. Baştan 1200 kişiye yapılmış olacak devamında 10 bin kişiye ilave ediliyor olacak.
Biz bu anlamda 1 ay sonrası için uygulanan aşının etkinliğini, antikor geliştirebilirliğini görmüş olacağız. Bir diğer aşı Faizer’in çalışması. Bakanlık olarak izin verildi. Ayrıca Rusya’da geliştirilen bir aşı ile ilgili müracaat oldu. Bir iki eksiği söz konusu idi, genel olarak aşının yapılan çalışmalarının uygun olduğunu, fare ve maymun hem faz 1, faz 2 insan çalışmaları yapılmış, olumlu sonuçlar aldığını dosyadan anlıyoruz.
SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI OLACAK MI?
SOKAK KISITLAMASI OLACAK MI?
Dünyada sokağa çıkma yasağıyla ilgili benzer kısıtlamalardan uzak kalındığını, bu uygulamaların tercih edilmediğini biliyoruz. Türkiye için sokağa çıkmaya yasağının söz konusu olmadığını söyleyebilirim. Bizim özellikle sonuç alabileceğimiz, maske ve mesafeyi çok söylüyoruz. Ama bu bulaşın en önlenmesinin kısa yolu mesafe, mesafenin korunmadığı yerde maske. Basit iki uygulama ile sonuç alındığını biliyoruz. Hem esnek çalışma, hem ulaşımla ilgili bir takım düzenlemeler. Bu esnek çalışma ile ilgili sadece kamu değil özel sektöründe içinde olmasını Bilim Kurulu öneriyor. İlin ya da illerin durumuna göre bu kararların alınabileceğini söylüyorum.
Gençlerde bu salgının daha yoğun olduğunu görmeye başladık. Hayatını kaybedenlerin yaş ortalaması hala yüksek. Ama gençler de başına gelmiyor değil. Kronik rahatsızlığı olan gençlerimizden can kayıplarımız oldu.
OKULLARIN AÇILMASI
Okulların açılmasıyla ilgili genel karar alınmıştı. Hazırlık ve 1. sınıfların 21’inde açılmasıyla ilgili bakanlıklar bir çalışma yaptılar. Bu dönemde 2+5 gün şeklinde bir uygulamaya geçilecek. Salgının çok yoğun olduğu illerde ise gerektiğinde Hıfzıssıhha kurulları başlatmama kararı alabilir. 2-3 hafta içerisinden salgının durumu tekrar değerlendirilip ona göre kademeli geçişin olup olmayacağı ya da nasıl olacağı değerlendirilecek.