8:29 am - VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI
8:55 am - ZAMLAR KASAYI DOLDURDU | Bu kooperatif halka kapalı
8:03 am - ARTAN GIDA FİYATLARI İDDİALAR VE GERÇEKLER
10:24 am - MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI AÇIKLADI! Ara tatil tarihleri belli oldu
8:32 pm - TRABZON’DAN TÜİK’E TEPKİ! “Bizim aklımız ile alay etmeyin”
7:20 am - ENFLASYON ARAŞTIRMA GRUBU (ENAG): Yıllık enflasyon yüzde 88,63
6:13 pm - TASARRUF TEDBİRLERİ OTİZM’İ VURDU! Trabzon’da bir okul kapatılıyor..!
Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Aziz Çelik emeklilerin maaş gerçeklerini kaleme aldı.
“Emeklilerin özellikle 2008’de yürürlüğe giren ve reform diyerek 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) Yasası ile emekliler perişanlığına yol açan ve emekli aylık ve gelirlerinin asgari ücretin yüzde 35’ine kadar düşmesinin yolu açılmış, 2008’in sözde sosyal güvenlik reformunun zehirli meyveleri toplanıyor” olarak nitelediği yazısı şöyle…
En düşük emekli aylığı SGK’nin iddia ettiği gibi 2.523 TL değil. 1.500 TL civarında ve daha altında aylık alan çok sayıda emekli var. 2008’de yürürlüğe giren 5510 sayılı yasa emeklileri perişan etti. Aylıklar asgari ücretin yarısına geriledi, emekliler çalıştıkça fakirleşti.
Geçen haftaki (11 Ekim 2021) “SGK’nin ‘en düşük emekli aylığı’ aldatmacası!” başlıklı yazımda SGK’nin “en düşük işçi emekli aylığı 2 bin 523 TL” iddiasının gerçek dışı olduğunu nedenleri ile anlatmış ve emekli okurlardan aylık bilgilerini benimle paylaşmalarını istemiştim. Sağ olsunlar, çok sayıda işçi emeklisi okur kendilerine ve yakınlarına ait emekli aylık ve gelir bilgisini benimle paylaştılar.
Önce şunu belirtmek lazım: 2 bin 523 TL matah bir aylık değil. Bu aylıkla bir emeklinin, bir insanın insanca yaşaması mümkün değil. Dolayısıyla en düşük emekli aylığı 2 bin 523 TL bile olsaydı bu övünülecek bir durum olmazdı. Ancak durum daha da vahim. Çok daha düşük emekli aylıkları söz konusu. 2008’de yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) Yasası ile emekliler perişan olmuş, emekli aylık ve gelirlerinin asgari ücretin yüzde 35’ine kadar düşmesinin yolu açılmıştır. 2008’in sözde sosyal güvenlik reformunun zehirli meyveleri toplanıyor!
SEFALET DÜZEYİNDEKİ AYLIKLAR
Şimdi sözü emeklilere bırakayım. Onlar konuşsun. Aylık sahiplerinin bilgileri bende saklı. Önce okurlardan gelen bilgilerden derlediğim 2.523 TL’nin altında emekli aylık örneklerinin bazılarını sıralayayım:
1.300 TL (Hazine desteğiyle 1.500 TL yapılmıştı.), 1.529 TL, 1.595 TL, 1.621 TL, 1.672 TL, 1.680 TL, 1.700 TL, 1.757 TL, 1.856 TL, 1.981 TL, 1.993 TL, 2.125 TL, 2.203 TL, 2.256 TL, 2.229 TL, 2.257 TL, 2.280 TL, 2.377 TL, 2.434 TL. Böyle çok sayıda örnek var.
Bir emekli 1.500 TL’ye, 1.529 TL’ye, 1.757 TL’ye, 2.203 TL’ye nasıl geçinir! Bu büyük bir sosyal devlet ayıbıdır! Emeklilere büyük vefasızlıktır! Öte yandan hak sahipleri için (eş ve çocuklar) ise daha düşük gelirler söz konusu.
Umarım SGK meseleyi anlamıştır.
Bana gelen bilgilerden bile kolaylıkla asgari emekli aylığının 2.523 TL olmadığı anlaşılıyor. Oysa bunların ve tüm diğer emeklilerin bilgisi SGK’de tek tek mevcut. Artık lütfen şu saçma sapan “asgari işçi emekli aylığı 2.523 TL” veri’nizi düzeltin. Siz de ben de kamuoyu da biliyor ki 1.500 TL civarında ve altında çok sayıda emekli aylığı var ve bunlar 1.500 TL’ye tamamlanıyor.
En azından asgari emekli aylığının 1.500 TL’ye tamamlandığını, fiili düzeyin bu olduğunu kabul edin artık! SGK’nin asgari emekli aylığına ilişkin verilerinin gerçek dışı olduğunu belge ve örnekleriyle ortaya koyduk. SGK kamu hizmetinin gereği olarak acilen bu yanlış veriyi düzeltmelidir.
Şimdi de okurlardan gelen daha ayrıntılı bilgilerle emekli aylıklarının özelliklerine bakalım. Bu örneklerde dikkat çekici olan aylık bağlama oranlarındaki düşüştür.
Örnek 1: Toplam prim gün sayısı: 5.384. 2000 öncesi aylık bağlama oranı yüzde 61, 2000-2008 arası aylık bağlama oranı yüzde 43, 2008 sonrası aylık bağlama oranı yüzde 31,4, Emekli aylığı: 2009 TL.
Örnek 2: Toplam prim gün sayısı: 6.050. 2000 öncesi aylık bağlama oranı yüzde 68, 2000-2008 arası aylık bağlama oranı: yüzde 31, 2008 sonrası aylık bağlama oranı: yüzde 34, Emekli aylığı: 1.998 TL.
Örnek 3: Toplam prim gün sayısı: 6.915. 2000 öncesi aylık bağlama oranı: yüzde 67, 2000-2008 arası aylık bağlama oranı: yüzde 53, 2008 sonrası aylık bağlama oranı: yüzde 38, Emekli aylığı: 1.801 TL.
Örnek 4: Toplam prim gün sayısı: 8.470. 2000 öncesi aylık bağlama oranı 74, 2000-2008 arası aylık bağlama oranı yüzde 61, 2008/10-sonrası aylık bağlama oranı yüzde 47, Emekli aylık emekli aylığı: 2.500 TL.
Bu bilgiler emekli aylıklarının nasıl düşürüldüğünün sırlarından birini veriyor.
1999 ve 2008 yıllarında yapılan ve “reform” olduğu iddia edilen yasa değişikleri ile aylık bağlama oranları düşürüldü. Örneklerde de açıkça görüldüğü gibi 2000 öncesi aylık bağlama oranları yüzde 74’e kadar çıkarken, 2000-2008 arasında yüzde 40-60 arasına düşüyor. Asıl büyük düşüş ise 2008 sonrasında yaşanıyor.
2008 sonrasında aylık bağlama oranları yüzde 31’e kadar düşmüş. Bunun ne anlama geldiğini mevzuatın karmaşıklığından arındırarak anlatayım. Aylık bağlama oranının yüzde 31’e düşmesi yaklaşık olarak o dönemin brüt asgari ücretinin yüzde 31’i kadar emekli aylığı almak demek (bugün için yaklaşık bin 100 TL!).
ÇALIŞTIKÇA DÜŞEN AYLIKLAR
Bir okurumdan gelen iletide 700, 800 ve 1.100 TL civarında emekli aylıkları bağlandığı anlatılıyor: “Ben sosyal güvenlik müşaviriyim. Elimde yüzlerce aylık bağlama kararı var. 1.500 TL minimum aylık tutarları. Aynı zamanda uzun yıllardır bu işle ilgilendiğim için bu konuda vatandaşların şikayetçi olduğu başka problemler de var.
Mesela her emekli insana yılda 2 kez (Ocak-Temmuz) yapılan enflasyon zammı aylık tutarı 1.500 TL olan kişilere yapılmıyor. Bu kişilerin aylığı normalde 700 -800-1.100 TL civarında. Bu aylıkları 1.500 TL ye tamamlıyor hükümet. Tabii bu kişiler belki de 3-4 sene hep 1.500 TL aylık alacak.” Konunun uzmanı 700 ile 1.100 TL arasında aylık bağlandığını vurguluyor. Bu aylıklar ile 1.500 TL arasındaki fark Hazinece karşılanıyor.
Bir başka okurum ise daha uzun süre çalıştıkça emekli aylığının nasıl düştüğünü anlatmış:
“Benim sigorta girişim 1991, Mayıs 2021’de emekli oldum. Toplam 8.250 prim günüm var. 2.230 TL alıyorum. Maaşımın düşük olmasının yanında daha önemlisi, SGK’nin emeklilik hesaplama yöntemine ilişkin akla ziyan başka bir konuyu sizinle paylaşmak istiyorum:
Emeklilik için 48 yaş 5.525 prim gününe tabiyim. Dolayısıyla benim prim hesap dönemine göre 2009 yılı başında prim günümü doldurdum. Ancak sonrasında da çalışmaya devam ettiğim için prim yatırmaya devam ettim. 2009 yılı sonrasında çalışmadan yaşı beklemiş olsaydım şimdi bağlanandan daha yüksek emekli aylığı bağlanacaktı. Bu durumda Temmuz 2021 aylığım 2.465 TL olacaktı. Fazladan yatırılan 2.750 günlük primin aylığımı artırması bir yana, bunları yatırmasaydım alacağım emekli aylığından daha düşük aylık alıyorum.”
‘2008 REFORMU’ EMEKLİYİ PERİŞAN ETTİ!
Emekli aylıkları neden düşük ve neden düşmeye devam ediyor? Bunun sırları 2008’de yürürlüğe giren 5510 sayılı yasada yatıyor. Bu yasa ile emekliyi perişan ettiler. 5018 sayılı yasa çıkarken benim de aralarından olduğum pek çok kişi bu tehlikeye dikkat çekmiş, işçileri, kamuoyunu ve sendikaları uyarmıştı. Bu konuda onlarca yazı yazdım. Bu yazılar gazete arşivlerinde ve kitaplarda duruyor. Maalesef dikkat çektiğimiz tehlike gerçek oldu. Emekli aylıkları asgari ücretin yüzde 35’ine kadar düşmeye başladı.
Bunun üç sebebi var. Aşağıdaki üç yolla emekliler perişan oldu ve emekli aylıkları düşmeye, emekliler yoksullaşmaya başladı. Bir oya gibi yasaya koydukları yöntemlerle emekli aylıklarını nasıl düşürdüler anlatayım;
Güncelleme katsayısını düşürdüler:
Güncelleme katsayısı kısaca geçmişte ödediğiniz sigorta priminin bugünkü değerinin bulunmasıdır. 2008 öncesinde güncelleme yapılırken enflasyonun yanında ekonomik büyümenin de yüzde 100’ü dikkate alınıyordu. Geçmişte yatırdığınız primler enflasyondan arındırılıyor ve üzerine de milli gelir artışının yüzde 100’ü ekleniyordu. 2008 sonrasında ekonomik büyümenin sadece yüzde 30’u dikkate alınmaya başlandı.
Örneğin 2009-2020 arasında Türkiye ekonomisi yüzde 110’dan fazla büyüdü. Eski hesapta bunun tümü dikkate alınırken şimdi sadece yüzde 30’u dikkate alınacak.
Sorulması gereken soru şu: Emeklinin, işçinin, memurun cebine girmeyen bu büyüme kimin cebine giriyor?
Aylık bağlama oranını düşürdüler ve aylıkların alt sınırını kaldırdılar: Aylık bağlama oranı 2000 öncesinde yüzde 77 idi. 2000-2008 arasında yüzde 65’e, 2008 sonrasında ise yüzde 50’ye düşürüldü.
Öte yandan aylıkların alt sınırının prime esas kazanca oranı geçmişte yüzde 70 idi. Bu alt sınırı yüzde 35’e düşürdüler. Bunun anlamını prim esas kazancın alt sınırı olan asgari ücret üzerinden anlatayım;
Brüt asgari ücret şu anda 3.577 TL. Emekli aylığı alt sınırı yüzde 70 olarak kalsaydı bugün 2.504 TL’den düşük emekli aylığı olmayacaktı.
Oysa yeni sisteme göre yeni bağlanan aylıklar alt sınırın yüzde 35’e çekilmesi nedeniyle 1.250 civarına kadar düşebiliyor.
Önümüzdeki yıllarda asgari ücretin yarısı düzeyinde emekli aylıkları yaygınlaşacak.
Emekli aylıkları artışında büyümeden sıfır pay: Emekli aylıklarının düşmesinin üçüncü nedeni emekli aylıklarının artırılma yöntemidir.
5510’a göre işçi emekli aylıkları her yıl ocak ve temmuz ayında TÜİK tarafından açıklanan TÜFE oranında artırılır. Emekli aylıkları resmi enflasyona hapsedildiği gibi, büyümeden emekliye tek kuruş verilmez. Ülke ne kadar büyürse büyüsün ne kadar zenginleşirse zenginleşsin emekli aylığı iktidarın belirlediği resmi enflasyon kadar artar.
Yine aynı soruyu soralım: Emeklinin cebine girmeyen büyüme artışı kimin cebine girer?
Özetle, 5510 sayılı yasa emeklinin felaketi oldu. Nitekim ortalama emekli aylığı 2002 yılında asgari ücretin yüzde 50 üstünde iken şu anda asgari ücretin yüzde 8 altına düştü.
En düşük emekli aylığı ise asgari ücretin yüzde 35 altına kadar düştü. 2008 “reformu” olmasaydı ortalama emekli aylığı 2.600 TL değil 4.275 TL civarında olacaktı.
EMEKLİ AYLIKLARI ARTIRILMALI
5510’daki sistem var olduğu sürece önümüzdeki yıllarda emekli aylıkları daha da düşecek, emeklinin alım gücü ve yaşam standardı daha da kötüleşecek.
Daha da acayip olanı yukarıda bir emeklinin de vurguladığı gibi daha uzun çalışmak emekli aylıklarının düşmesine yol açabilecek. 1999 ve 2008 “reformları” sonrasında emekli aylıkları düşmüş, emekliler arasındaki farklar büyümüş ve emekli yoksulluğu artmıştır.
Bunlar büyük yasal düzenlemeler gerektiriyor. Bunların ciddi bir sosyal politika değişikliği gerektirdiğini biliyorum. Piyasacı ve neoliberal bir zihniyetle bunlar imkânsız. Hele sendikaların büyük bölümü bu meseleye kayıtsızken, hele emekli örgütlenmesi bu kadar zayıfken…
Son olarak, SGK’ye çağrımı yineliyorum;
Artık şu gerçek dışı en düşük emekli aylığı verisini yayımlamayı bırakın. Bunun yerine emekli aylık aralıklarına göre emekli sayılarını ve gerçek en düşük ve ortalama aylıkları açıklayın. SGK bu gerçek dışı “en düşük emekli aylığı” verisini değiştirene kadar konunun peşini bırakmayacağım. Aziz Çelik