10:16 pm - SERT HAVA ETKİSİNİ GÖSTERDİ | Mahallemizde mevsimin ilk kar yağışı başladı
8:01 pm - PROF. DR. METEHAN ÖZEN UYARDI: Bebeğe ‘Koruyucu Koza’
7:49 pm - METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN AÇIKLAMA | Doğu Karadeniz bölgesinde yağışlar devam edecek
1:27 pm - TÜİK VERİLERİNE GÖRE GERÇEK İŞSİZLİK YÜZDE 27,6’YA YÜKSELDİ
5:39 pm - SKANDALLARA BİR YENİSİ EKLENDİ: Türkiye’den Ukrayna’ya uzanan ilaç karaborsası!
5:09 pm - YOKSULLUĞA ALIŞTIRMA DÖNEMİNDEYİZ | Yaşam 20.000’e hapsedildi
2:43 pm - TRABZON’DA OTOMOBİL KAZASI! Baba ve oğlu yaralandı…
2:41 pm - VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI
2:22 pm - AİLE HEKİMLERİ YENİ YÖNETMELİĞE KARŞI İŞ BIRAKTI | Sağlık Hizmetleri ücretli olma yolunda…
Sağlık Müdürü Hakan Usta, Trabzon’da yoğun bakımlarda 4’ü çocuk 24 coronavirüs vakasının olduğunu söyledi.
Usta, hastanelerde yeniden coronavirüs vaka sayılarına göre eski tabloyu oluşturmaya başladıklarını vurgulayarak, Yoğun bakımda yatan hastaların yaş ortalamasının 80 olduğunu ve bunların büyük çoğunluğunun aşısız yada aşılarını tamamlamamış olanlar olduğunu söyledi.
Hakan Usta şu ifadelere yer verdi;
“ESKİ TABLOYU KISMEN OLUŞTURDUK
Hastanelerimizde vakalar oluşmaya başladı. Yüze yakın hastamız servislerimizde, bir kısmı da yoğun bakımında olmak üzere yatmak durumunda. Tedavileri devam ediyor.
Biz de bu Covid tablosuna göre hastanelerimizi planlayıp şekillendirmiş olduk. Yoğun bakım yerlerini biraz daha arttırdık. Servislerde Covid hastalarına uygun yerler oluşturduk. Tekrar kısmen de olsa eski tabloyu önümüzdeki rakamlara göre oluşturmuş olduk.
ÜSTESİNDEN GELEBİLECEK GÜCE VE SAĞLIK PERSONELİ ÖZVERİSİNE SAHİBİZ
Biz gerçekten ülke olarak bu sınavı üstün bir başarıyla veren bir topluluğuz. Hem milletiz hem sağlık ordusuyuz. Dolayısıyla bu anlamda bir sıkıntımızın olacağını düşünmüyoruz. Ne olursa olsun üstesinden gelebilecek güce ve sağlık personeli özverisine sahibiz.
YOĞUN BAKIMDA 4’Ü ÇOCUK 24 VAKA VAR
Yoğun bakıma baktığımızda dün için aldığımız rakamlar 24’tü. Bu 24 vakamızın 4’ü çocuk dediğimiz 0 ve 2 yaş gurubu olan hastalardı. Bunların tedavileri hala devam ediyor. Fakat yeni doğan, farklı sıkıntıları olan, prematüre anlamında bunları değerlendirmek gerekiyor. Belli sıkıntıları olan bebekler, çocuklar olarak bakmak gerekiyor.
Bunun dışında belli bir yaşı üzerinde olup da yatanlar anlamında baktığımızda, yoğun bakımda şu an yatan hastaların yaş ortalaması 80. Yüksek yaş grubu yoğun bakımlarımıza gelmekte maalesef. Bunların da yüzde 80-85’i aşısız veya aşısını tamamlamamış olanlar.
“AŞIDAN BAŞKA BİR DAYANAĞIMIZ YOK”
Bir kere şunu söylemek gerekiyor, kimyasal hiçbir şeyi mümkünse almayalım. Ama mümkünse almayalım… Bizim salgınlarda aşıdan başka bir dayanağımız yok. Pandemilerin durdurulmasını sağlayacak en önemli silahımız aşıdır. Aşıyı yapamadıktan sonra bizim başka bir şeye sarılma şansımız yok. Bunun dışında her ilacın da bir yan etkisi zaten vardır ama bu yan etkiler herkeste oluyor anlamına gelmiyor.
Bilim insanları bunu dile getirmek durumundadırlar. Halkımızın ‘herkes bunu yapıyor ben de bunu yapayım’ diye bir sonuç çıkarmaması gerekiyor. Buradaki nihai konu, hekimin kişiye önerdiği şeyi uygun şekilde kullanmasıdır.
Hekim size bir ilacı veya bir aşıyı önerirken kar zarar dengesini sizde kurar, sizin için bu daha karlıysa onu verir veya uygulanmasını ister. Olaya bu şekilde bakılması gerekiyor. Vatandaşlarımızın aile hekimlerinden istifade etmelerini özellikle istirham ediyorum.
“MASKE MESAFE KONUSUNDA DİKKATLİ OLMALIYIZ”
Bu duyarsızlık sadece Türk milletine ait değil. Tüm dünyada böyle. Zaman zaman ekranlara da yansıyacak şekilde bunu görüyoruz. Bizde de var ama biz aşı oranında en yüksek ülkelerden biriyiz. Orada bir duyarlılığımız var. Belli yerlerde maske takanlar olduğunu hala görüyoruz. Bu da duyarlılık olduğunu gösteriyor. Fakat bunu tüme yaymak adına sıkıntılarımız olduğunu da biliyoruz.
Bu bağlamda biz tüm halkımıza, sağlık çalışanları da dahil olmak üzere maske ve mesafe konusunda daha dikkatli olunması ve özellikle mesafelerin bozulduğu ortamlarda maskenin kesinlikle tercih edilmesi gerektiğini söylüyoruz. Burada karşımıza maalesef bana bir şey olmadı ki, bana bir şey olmaz tarzı yaklaşımlar geliyor. Burada taşıyıcı rol de çok önemli.
Biz gittiğimiz herhangi bir yerdeki yaşlılarımıza taşıyacaksak bu da bizim sorumluluğumuzda olan bir şey. Onu da engellemek adına bizim duyarlı ve dikkatli olmamız gerekiyor. Süreci böyle yönetmemiz gerekiyor. Halkımızdan da bu anlamda maske ve mesafe kurallarına çok dikkat etmesini özellikle istirham ediyoruz.
Biz o kapanma süreçlerini yaşadık yani bu sıkıntıları tekrar yaşamamak adına da olsa dikkatimizi bu konuya çok iyi çekmemiz gerekiyor ve işin özü bizi maske ve mesafeye atıyor. Biz mesafeleri kaldırıyorsak açık ortamda, maske ile kendimizi ve karşımızdakini koruyabilme dürtüsüne sahip olmalıyız.
“MASKELERİN BU ANLAMDA TEKRAR GÜNDEM OLMASI VATANDAŞIN YARARINA”
Teması oluşturmamak önemli ama yakın temasın olduğu yerlerde olabilir. Yani yayla şenliklerinde yakın temasa giriyorsak maske takmamızın bize bir zararı yok. Temastan uzaklaştığımız bir noktada tekrar maskemizi çıkarabiliriz. Bunu bu şekilde yönetebilirsek bulaşıcı diğer hastalıkları da engellemiş oluruz.
Bir kısım insanlarımız az da olsa şöyle bir duyarsızlık ortaya koyabiliyor: belli şikayetleri vardır ama duyarsız davranıyordur. Şikayeti varsa zaten o kişinin topluma karışmaması gerekiyor. Karışıyorsa da kesin maskeli olması çok daha tercih ettiğimiz bir durumdur. Maskelerin bu anlamda tekrar gündem olması vatandaşın yararına olan bir konudur.
“ESKİ FİLYASYON ÇALIŞMALARINI ŞİMDİKİ KOŞULLARDA YAPAMIYORUZ”
Eski filyasyon çalışmalarını şimdiki koşullarda yapamıyoruz. Her hasta olanın evine bir doktoru, bir hemşireyi gönderebilme şansımız günümüz şartlarında yok. Çünkü yoğun tempoyla hastaneler çalışmak durumunda. Oralardan kişileri eksiltip filyasyona ev ev dolaştırma şansımız olmuyor.
Diğer hizmeti aksatabilme şansımız da olmuyor. Önceden kapatıyorduk ve oradan çıkan sağlık personelini diğer hizmetlerde kullanıyorduk. Şimdi o yok. Ama bizim danışma hattımız var. Ama pozitif çıktığı zaman ilçelerde hizmet veren arkadaşlarımız var. Onlar zaten pozitif çıkan kişiyi arıyorlar. Farklı bir şikayeti olan kişi en yakın sağlık kuruluşuna gidip ‘benim bu şikayetim var, ne yapmalıyım?’ diye müracaat ettiğinde ki acillerimiz şu süreçte bu yükü çekmek durumunda kalıyorlar.
Bu hizmetle birlikte kişinin yol haritasını hekimlerimiz çizmiş oluyor. Kişinin tablosuna göre ona önerilerde bulunuyor. O sürece kişi kendinde şikayetleri gördüğü zaman gidebilmesi gerekiyor.” Haber61