10:55 am - PAZARDA AÇLIK HAVASI VAR
9:40 am - ENFLASYON GELİRLERİ YEDİ!
2:10 pm - TRABZON’DAN TÜİK’E SERT ENFLASYON TEPKİSİ: Yoksulluğu rakamlarla gizleyemezsiniz
8:49 am - TÜİK, NİSAN AYI ENFLASYONUNU AÇIKLADI
7:52 am - ENAG, NİSAN AYI ENFLASYONUNU AÇIKLADI: Aylık yüzde 4,46 arttı, yıllık bazda yüzde 73, 88 oldu.
6:42 pm - GENEL KURUL İLANI
10:35 am - İTO NİSAN AYININ TÜKETİCİ ENFLASYONUNU AÇIKLADI: İstanbul’da fiyatı en çok artan ürün belli oldu
Yurttaş ekonomik krizin gölgesinde çarşı, pazar alışverişinden uzak duruyor.
Eminönü’ne gezmeye gelen yurttaşlar, artık meyve alırken utandıklarını söylüyor.
Avcılar’da semt pazarına gelen emekliler ise ortak şikâyetlerini anlatıyor: Bizi resmen açlıktan ölmeye terk ettiler.
İstanbul’un tarihi merkezlerinden Eminönü ile dar gelirli nüfusun yoğun olduğu Avcılar… Kalabalık meydanlar, sokaklar artık başka bir hikâye anlatıyor.
Ekonomik kriz nedeniyle meyveler taneyle alınırken meyve suyu çocuklara güçlükle ısmarlanıyor.
Sokakta konuştuğumuz her yurttaşın ağzındaki ilk cümle, “Paramız pul oldu”, “Artık pazara çıkmaya utanıyoruz” oluyor.
EKONOMİ DEĞİL SİSTEM BOZUK
Eminönü meydanında bankta oturan Mine Albay, ‘‘Eskiden 25 lirayla et, sebze, meyve alırdım şimdi bir simit alabilir misin?” diye soruyor.
Bir emekli maaşıyla geçinmeye çalışan Albay, pazara dahi çıkamadığını söyleyerek konuşmasına şöyle devam ediyor: “Nakit yok, mecburen kredi kartlarına yüklendik. Pazara gitmek istiyoruz ama nakit yok markete mahkûm kalıyoruz.
Et, balık lüks oldu, tavuğa bile zor yetiyoruz. Sofrada hep sade yemekler oluyor. Enflasyonun altında eziliyoruz ve TÜİK’in rakamlarına inanmıyoruz.
Maaş zammı bir işe yaramıyor çünkü zamlar her şeyi götürüyor. Bu ülkede sadece ekonomi değil, tüm sistem bozuk.”
UTANARAK ALIŞVERİŞ YAPIYORUZ
Eminönü’nde tezgahta kemer satan esnaf Ramazan K. ise emekli olduğunu ancak emekli maaşıyla geçinemediği için çalışmak zorunda olduğunu anlattı.
Ramazan K., “14 bin lirayla nasıl geçinebiliriz ki? Her şeye sürekli zam geliyor. Geçen hafta aldığım peyniri bu hafta almak istesem en az 5-10, belki 20 lira daha pahalıya geliyor. Pazar yerlerine bakarsanız, durumun vahametini görürsünüz.
Eskiden soframıza rahatlıkla et koyabiliyorduk. Şimdi mümkün değil. Kiloyla et almak artık hayal oldu. Utanarak yarım kilo ya da daha az almak zorunda kalıyoruz. Eskiden alışkanlıklarımız farklıydı 3-5 kilo alınırdı. Şimdi 200 gram almak zor geliyor.
SİMİT YEMEYE GELDİK
Eminönü’ne Esenyurt’tan gezmeye gelen Gülşah Karayel’e, gezerken neler yaptıklarını sorduk.
Karayel, “İnanın hiçbir şey yapmadık. Çocuğa dondurma aldık ve geldik bir ağaç altında oturduk. 3 simit 2 meyvesuyu 200 TL tuttu. Arkadaşımla bir kafeye oturup bir kahve dahi içemedik. Mısır Çarşısı’nı dolaşmaya çekindik, bir ağacın altında oturup simit yemeyi tercih ettik” dedi.
Buraya cebinde 500 TL’yle geldiğini söyleyen Karayel, “Eşimin tek emeklisiyle geçiniyoruz. Ne kadar bütçeyle gelebilirdim ki… Buraya simit yemeye gelmişiz” dedi.
ÇARPIK, VAHŞİ ZİHNİYET
“TÜİK yüzde 36 enflasyon açıkladı ama insanlar alışveriş yapamıyor” diyen İbrahim Oğullu, çalıştığı lokantadan çıkıp bankta dinlenmek için oturmuş. Yanına oturunca şunları anlatıyor:
“Hani diyorlar ya ‘Ekonominin ruhuna Fatiha okundu’ kaç kere okundu bilmiyoruz. Eşimle pazara çıkıyoruz, ama ne alabiliyoruz ki? Eskiden maaşla her hafta pazara çıkardık, kiramızı öderdik, çocukların ihtiyaçlarını karşılardık.
Soframıza koyduğumuz şeyler yalan enflasyonlarla değişti. Et, tavuk yok oldu. 85 milyon yaşıyoruz bu ülkede ama milyonlar 3 kişiyi doyurmak için çalışıyor yalnızca. Onları doyurmak ne mümkün, uçurumun dibindeyiz. Ülke çete devletine dönüştü. Kasaba politikasıyla yönetiliyoruz.”
MEYVE ARTIK LÜKS SAYILIYOR
Avcılar’da semt pazarında meyve satan esnafı sorularımız yanıtlıyor: “Bir elma 10 TL. Nektarinin de tanesi 25 liraya denk geliyor. Bu pazara gelenlerin çoğu da emekli.
Ben de emekliyim. 14 bin liraya kiranı ödeyeceksin, faturalarını ödeyeceksin, yemeğe suya vereceksin de üzerine bir de pazara gelip elma alacaksın.
Emekli insanların böyle bir lüksü yok. Meyve artık lüks. Emekliler kendileri için değil torunun yanına gidecekse birkaç adet alıyor. Enflasyon dedikleri şey de bu.” Pazardan balık, taze fasulye, salatalık alan bir yurttaş anlatıyor:
“150 TL hamsi, 100 TL fasulye, 30 TL de salatalık. Yanına mevsim salatası ile bir balık sofrası kurmak istesem bu pazardan en az bin TL vererek çıkmam gerekecek.”
EMEKLİ MAKARNANIN DAHİ UCUZUNU ARIYOR
Elma seçerken karşılaştığımız emekli Asibe N., aldığı bir kilo yani 5 adet elmayı 5 gün yiyeceğini belirterek, “Bir kilo elma 50 TL ve onu da zor alabiliyoruz. Önceliğimiz ucuz şekilde karnımızı doyurmak olduğu için meyve ve sebzeyi az alabiliyoruz. Emekliyim ve çocuklarımın da desteğiyle zor geçinebiliyorum” dedi. 10 yıl öncesinde rahatlıkla 5 kilo meyve alıp yiyebildiklerini söyleyen Asibe N., konuşmasına şöyle devam etti:
“Bundan yaklaşık 6-7 yıl önce her şeyden fazla fazla alabiliyordum. Özellikle geçtiğimiz son 2-3 yılda eskiye nazaran alışveriş yapmak epey zorlu oldu.
Makarnanın bile ucuzunu arıyorum. Birden fazla hastalığa sahibim, sağlıklı beslenmem gerekirken ucuza karnımız nasıl doyar diye düşünüyoruz.”
YAŞLILARI ÖLÜME TERK ETTİLER
Hastaneden gelip pazara uğrayan yaşlı çiftten Zehra Aylin, kanser hastası olduğunu ve bu nedenle doktorunun iyi beslenmesi gerektiğini söylediğini aktardı:
“Doktorum günde 5 adet ceviz yemem gerektiğini söyledi. Cevizin kilosu olmuş 250 lira, o da kabuklu olanlardan.
Et, tavuk, balık hatta sebze dahi yemekte güçlük çekiyoruz. Karnımızı makarna, pilav ve yanına patatesli bir yemek yaparak doyuruyoruz. Devlet, hükümet dediklerimiz biz yaşlıları resmen ölüme terk ettiler. Diyecek pek bir şey yok.”
Pazarda sarımsak satan emekli yurttaş, aylığı ile geçinemediği için çalıştığını anlattı.
ZEYTİNE PEYNİRE YAKLAŞILMAZ
Pazarda dolaşan başka bir yurttaşla ise peynir tezgahının önünde konuştuk. Yurttaş pazara bin TL’yle geldiğini ancak önünde duran ne zeytinden ne de peynirden alabildiğini söyleyerek “Bu parayla zeytin, peynirin yanına yaklaşılmaz. Hatta bin lirayla bu pazardan bir kilo zeytin bir kilo peynir alabiliriz” dedi.