SON DAKİKA

DARICA HALK KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ (Akçaabat)

KESK: TÜİK verilerine göre yapılan zam yoksulluğumuzun artması demek

Bu haber 15 Ocak 2023 - 12:01 'de eklendi ve 22 views kez görüntülendi.
KESK: TÜİK verilerine göre yapılan zam yoksulluğumuzun artması demek

KESK: TÜİK verilerine göre yapılan zam yoksulluğumuzun artması demek.

.

Memur maaşlarına yapılan zam oranına tepki gösteren KESK Ankara Şubesi, “TÜİK verilerine göre maaş zammı reel gelirimizin erimesi, yoksulluğumuzun artması demektir” dedi.

KESK Ankara Şubeler Platformu, memur maaşlarına yapılan zam oranına ilişkin Ulus Meydanında bir araya gelerek basın açıklaması düzenledi.

Tüm kamu emekçileri ve emeklilerinin yüzde 30’luk artışın kısa sürede eriyeceğini defalarca tecrübe ettiğini söyleyen KESK Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Sacit Ünalmış, “Sahte rakamlardan ibaret TÜİK verilerine göre maaş zammı reel gelirimizin erimesi, yoksulluğumuzun artması demektir.

En temel talebimiz olan insanca yaşamaya yetecek yoksulluk sınırı üzerinde ücret talebine sahip çıkmak için omuz omuza vermeye çağırıyoruz” dedi.

Ulus Meydanında yapılan açıklamaya CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, Emek Partisi Ankara İl Başkanı Şükran Doğan, TTB Genel Sekteri Vedat Bulut, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe ve sivil toplum örgütleri katılırken emekçiler tarafından sık sık ‘’Devlet güdümlü sendikaya hayır’, ‘Sadaka değil, toplu sözleşme’ sloganları atıldı.

Açıklamada konuşan KESK Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Sacit Ünalmış, “İktidar, TÜİK ve yandaş konfederasyonun yarattığı girdap ile emekçiler karın tokluğu dahi diyemeyeceğimiz bir sefalet ücreti ile yaşamaya çalışmaktadır.

Yıllardır bu üçlü aynı oyunu oynuyor. Yandaş Konfederasyon enflasyon altındaki oranların altına imza atıyor, TÜİK her altı ayda bir iktidarın ekonomi politikalarına uygun oranlar açıklayarak gerçek enflasyonu gizliyor ve iktidar TÜİK verilerine göre enflasyon farkını vererek lütfedercesine artış oranı açıklıyor!

Oysa her zaman altını çizdiğimiz üzere enflasyona göre maaş zammı ‘sıfır’ zam demektir.

Sahte rakamlardan ibaret TÜİK verilerine göre maaş zammı ise reel gelirimizin erimesi, yoksulluğumuzun artması demektir” diye konuştu.

Memur Sen’in yetkililerinin avuçlarını patlatırcasına iktidarı alkışladığını, en ufak bir ahlaki duyarlılık göstermeden ‘başardık başardık’ diye ortalıkta gezdiğini söyleyen Ünalmış,
“Soruyoruz; başardıysanız kamu emekçileri AKP iktidarı döneminde neden sürekli kaybetti, neden alım gücü yıldan yıla biraz daha eridi?

Neden kamu emeklileri 20 yıl önce emekli ikramiyesi ile ev alabiliyor iken bugün hayalini bile kuramıyor?

20 yıl önce asgari ücretin 2 katını geçen en düşük kamu emekçisi maaşı bugün geldiğimiz noktada asgari ücretin altına inmiştir.

Asgari ücretin 3 katını aşan ortalama kamu emekçisi maaşı ise bugün asgari ücretin sadece 500 TL üzerindedir.

Sadece bir yıl önce yoksulluk sınırının yaklaşık yarısına denk gelen en düşük kamu emekçisi maaşı bugün yoksulluk sınırının üçte birine kadar inmiştir” dedi.

“HER BEŞ KİŞİDEN BİRİ AÇLIK SINIRI ALTINDA”

Ünalmış, “Bugün ülkedeki her beş kişiden biri açlık sınırı altında bir gelirle yaşamaya çalışmaktadır.

Kamu emekçilerine ve emeklilerine yapılacak artışın açıklandığı 4 Ocak’tan bu yana, bir hafta geçmeden A’dan Z’ye her şeye fahiş oranlarda zamlar yapıldı.

Elektrikten doğalgaza, gıda ürünlerinden geçen yıla göre en az iki kat artan kiralara kadar uzanan zam kasırgası hız kesmeden devam ediyor.

Her iki çalışandan biri asgari ücretlidir. Bu kadar geniş bir kesime reva görülen asgari ücret ise son artışa rağmen daha ceplere bile girmeden açlık sınırı altında kalmıştır” dedi.

“YOKSULLUK SINIRI ÜZERİNDE ÜCRET”

Nüfusun yüzde 1’ini oluşturan sermayenin dışındaki tüm halkın dayanacak gücü kalmadığına vurgu yapan Ünalmış, şöyle konuştu:

“Öncelikle yaşanan kayıpların bir nebze de olsa azaltılması için kamu emekçilerinin ve tüm emeklilerin maaşlarına en az asgari ücret artış oranı kadar zam yapılmasını,

İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret için en düşük kamu emekçisinin maaşına eş yardımı, çocuk yardımı, kira yardımı, ulaşım yardımı gibi sosyal ödemelerde yapılacak artışlarla yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmasını,

Tüm vergi yükünü ücretlilerin omuzlarına yıkan, her yıl daha da büyüyen gelir vergisi adaletsizliğine derhal son verilmesini,

Gelir vergisi birinci dilim oranının yüzde 15 ten yüzde 10’a düşürülerek yoksulluk sınırına kadar olan maaşların-ücretlerin birinci vergi diliminde sabitlenmesini talep ediyoruz.

Bu asgari ve en temel taleplerimiz sağlanıncaya kadar fiili ve meşru mücadelemizi farklı eylem ve etkinliklerle sürdürmeye devam edeceğiz.

KESK olarak, iktidarlardan icazet beklemek yerine her zaman olduğu gibi tüm kamu emekçilerini ve emeklilerini bugünün acil talebi olan en az asgari ücret artışı talebine olduğu kadar, en temel talebimiz olan insanca yaşamaya yetecek yoksulluk sınırı üzerinde ücret talebine sahip çıkmak için omuz omuza vermeye çağırıyoruz.evrensel

Etiketler :
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA