6:42 pm - GENEL KURUL İLANI
10:35 am - İTO NİSAN AYININ TÜKETİCİ ENFLASYONUNU AÇIKLADI: İstanbul’da fiyatı en çok artan ürün belli oldu
8:53 pm - ULAŞIM ZAMLARI PEŞ PEŞE GELİYOR! Trabzon B. Belediyesi otobüs ücretleri artırıldı
7:58 pm - EMEK, BARIŞ, DEMOKRASİ, ADALET VE GELECEĞİMİZ İÇİN HAYDİ 1 MAYIS’A: Hep beraber biz kazanacağız
9:08 am - CÜZDANLAR ERİYOR, GEÇİM ZORLAŞIYOR! Trabzon’da zam üstüne zam
10:10 pm - ASGARİ ÜCRETTE 116 AVRO KAYIP: Euro’ya göre bugün en az 26.420 TL olması gerekiyor.
9:58 pm - 4 MİLYON VATANDAŞIN FATURALARI AMERİKALARA AKACAK
7:38 pm - TRABZON’DA ET ÜRÜNLERİNE ZAM!
10:47 am - TRABZON’DA ULAŞIM CEBİ YAKACAK! Dolmuşa binmek de lüx hale geldi
.
Dünyada kadınların yüzyıllardır süren dayanışmasının, direnişinin, isyanının adıdır 8 Mart.
8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi kadın düşük ücretleri, 16 saati bulan çalışma süresi, insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek, daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı.
Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000’i aşkın kişi katıldı.
Polisin fabrika yönetiminin desteğiyle işçilere saldırması, işçileri fabrikaya kilitlemesinin ardından çıkan yangında 129 kadın işçi can verdi.
26/27 Ağustos 1910’da 2. Enternasyonal’de Clara Zetkin’in önerisiyle 8 Mart New York’ta yaşamını kaybedenlerin anısına “8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü” olarak anılması önerisi oybirliğiyle kabul edildi.
Aradan 166 yıl geçti, patriarkanın (erkek otoritesinin) kadının emeği, bedeni, kimliği üzerindeki el koyma, şiddet ve baskısı azalmadı.
Ataerkil kapitalist sistemin yarattığı eşitsizlik, ayrımcılık ve sömürü derinleşti.
BUGÜN DE;
Kadın emeği üzerindeki denetimini sıkılaştırarak ayakta kalmaya çalışan AKP-MHP erkek iktidarının Türk-İslam sentezine yaslanan bir kültürel hegemonya kurma çabasıyla, cinsiyetçi politikalara maruz kalmaktayız.
Şiddet uygulayan erkekle arabuluculuk uygulaması, boşanmayı zorlaştırma raporları, nafaka hakkına dair tartışmaları ile kadınlar sistematik olarak mağdur edilmeye çalışılıyor.
Diğer yandan, kadın mücadelesi de kararlılıkla sürüyor. Her zaman olduğu gibi bu yıl da, umudumuz ve öfkemizle, dayanışmaya ve örgütlülüğe olan inancımızla mücadelede kararlı, özgürlükte ısrarcıyız.
Bu yıl karanfillerimizi deprem bölgesindeki Kadın Arkadaşlarımıza gönderiyoruz.
TALEPLERİMİZ;
8 Mart’ta tüm çalışan kadınların ücretli izinli sayılması için yasal düzenleme yapılmalıdır!
İstanbul Sözleşmesi’nin feshi iptal edilmeli, 6284 sayılı Yasa etkin uygulanmalı, kazanımlarımızı hedef alan nafakanın kaldırılması, “boşanma arabuluculuğu” saldırıları son bulmalıdır!
Eşdeğer işe eşdeğer ücret politikası esas alınmalı, parçalı istihdam politikalarından vazgeçilmeli, güvenceli çalışma esas alınmalıdır.
Doğum izinleri 32 haftaya çıkarılmalı, devredilemez babalık izni düzenlenmeli. Süt izinlerinin kullanımının önündeki her türlü yasal ve fiili engel kaldırılmalıdır.
Kadınların, yönetim ve karar mekanizmalarında eşit katılımını sağlayacak düzenlemeler yapılmalıdır!
Eşit, özgür ve laik bir yaşam talep ediyoruz!
ILO’nun 190 sayılı şiddet ve tacizin önlenmesi sözleşmesi imzalanmalı, kadınlara şiddet, taciz, psikolojik şiddet, baskı veya sıkıntı vermeye (mobbinge) son verilmeli, cinsiyet eşitliğinin sağlandığı bir çalışma yaşamı ve ortamı sağlanmalıdır!
İş ve aile yaşamını uyumlaştırma politikaları kapsamında, ev ve bakım yükümlülüklerini kadına yükleyen bir anlayışla kadınlar için kurgulanan esnek, yarı zamanlı çalışma biçimleri terk edilmelidir!
Kamu kreşleri yeniden açılmalı, tüm çalışanların ulaşabileceği yaygınlıkta ücretsiz 7/24 hizmet vermelidir!
Kadın Bakanlığı kurulmalıdır!
Bütçe hazırlanırken toplumsal cinsiyet eşitliği esas alınmalıdır!
Eşit, özgür ve laik bir yaşam talep ediyoruz!
BES Kadın Dayanışması ve Mücadelesi!