9:51 am - MAHFİ EĞİLMEZ’DEN ÇARPICI DEĞERLENDİRME: Türkiye’de emeğin karşılığı açlık sınırının altında!
8:41 pm - TRABZON’DA SUYA ZAM YAPILDI: CHP talep etti, su zammı düşürüldü…
5:27 pm - AKARYAKIT FİYATLARINDA TABELA DEĞİŞTİ: Benzine ve motorine zam geldi
4:56 pm - TRABZON’DA GEZİCİ HALK MARKET HİZMETE BAŞLADI! “Vatandaşların kapısına kadar gidiyoruz”
9:20 am - SAĞLIK KİRADA
12:38 pm - HEMŞİRELER TÜKENDİ: “Hemşire değil bakanlığın hafiyesi gibi çalışıyoruz”
10:55 am - PAZARDA AÇLIK HAVASI VAR
9:40 am - ENFLASYON GELİRLERİ YEDİ!
2025 yılı genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerine 14 trilyon 605 milyar 800 milyon 967 bin lira ödenek ayrılmıştır. ‘Tunç Kanunu’na göre, ücretler geçimlik düzeyin altına inemez, çünkü bu seviyenin altında insan hayatını sürdüremez.
Merkezi yönetim bütçesinin 14 trilyon 605 miyar 800 milyon gelirinin olduğu ülkemizde 2025 yılında asgari ücretin geçim ücreti olarak genel ücret haline gelmesi düşündürücüdür.
İktisatçı Mahfi Eğilmez, Türkiye’deki maaşlı çalışanların geçim şartlarını Tunç Kanunu çerçevesinde değerlendirdi. Ücretlerin giderek yaşam sınırına yaklaştığını vurgulayan Eğilmez, mevcut tabloyu çarpıcı bir şekilde ortaya koydu. Asgari ücretle geçinmenin zorluğuna dikkat çekti.
İktisatçı Mahfi Eğilmez, “Ücretlerin Tunç Kanunu ve Türkiye Uygulaması” başlıklı yazısında, Türkiye’de sabit gelirli yani maaşlı çalışanların açlık ve yoksulluk sınırının altında bir gelirle yaşamaya çalıştığını değerlendirdi.
Eğilmez, ücretlerdeki gerilemeyi şu ifadelerle açıkladı:
“Tunç Kanunu, gerçek ücretlerin uzun vadede işçinin yaşamını sürdürebileceği asgari düzeye doğru yöneldiğini savunan bir ekonomik yaklaşımdır. Bu görüş, 19. yüzyılda Ferdinand Lassalle tarafından ortaya atılmıştır. Lassalle, bu tezi geliştirirken iki temel yaklaşımdan faydalanmıştır:
David Ricardo’nun rant yasası ve Thomas Robert Malthus’un nüfus üzerine görüşleri. Malthus’a göre ücretler geçim düzeyinin üzerine çıktığında nüfus artar, bu düzeye yaklaştığında ise azalır.
Tunç Kanunu’na göre, ücretler geçimlik düzeyin altına inemez çünkü bu seviyenin altında insan hayatını sürdüremez. Emek piyasasında yaşanan rekabet, ücretlerin yükselmesini engeller. Bu nedenle, gerçek ücretler sürekli bir düşüş eğilimi gösterir ve geçimlik seviyeye yaklaşır.”
YETİŞMİŞ EMEK MALİYETİ
Tunç Kanunu’na karşı geliştirilen en güçlü itiraz, Assar Lindbeck ve Dennis Snower’ın “İçeridekiler Dışarıdakiler” Teorisi ile yapılır. Bu teoriye göre şirketler, işsizleri işe alıp onları eğitmenin maliyetine katlanmak yerine mevcut çalışanlarını korumayı tercih eder ve onları kaybetmemek için ücretlerini artırırlar.
Ancak bu yaklaşım daha çok kalifiye işgücü için geçerlidir. Niteliksiz işlerde çalışacak kişiler için ciddi bir eğitim maliyeti oluşmaz.
Buraya kadar ortaya konan çerçevede bazı kavramların netleştirilmesi gerekiyor.
GEÇİM DÜZEYİ VE GERÇEK ÜCRET
İlk olarak, ücret ile gerçek ücret arasındaki farktan söz etmek gerekir. Ücret, çalışanlara yaptıkları iş karşılığında verilen nominal bedeldir. Ancak enflasyon ortamında bu nominal değer, alım gücünü tam olarak yansıtmaz. Gerçek alım gücü, nominal ücretin enflasyondan arındırılmasıyla elde edilir.
İkinci olarak, geçimlik ücretin tanımı değişmiştir. Lassalle bu kavramı ortaya attığında geçim düzeyi, yalnızca barınma, beslenme ve giyim gibi temel giderleri kapsıyordu. Bugün ise bu düzeye ulaşım, eğitim, kültür ve eğlence gibi harcamalar da eklenmiş durumda.
Bu çerçevede Tunç Kanunu’nu Türkiye’deki asgari ücretle kıyaslayabiliriz.
ASGARİ ÜCRETİN SEVİYESİ
Türkiye’de asgari ücret brüt olarak 26.005,50 lira, net olarak ise 22.104,67 lira seviyesindedir. Bu değerlendirme açısından önemli olan net asgari ücrettir çünkü geçim düzeyiyle kıyaslanabilecek olan miktar budur.
Yaşam maliyeti, belirli bir zaman ve yerde barınma, gıda, sağlık ve vergi gibi temel ihtiyaçların karşılanması için gerekli para miktarını ifade eder. TÜRK-İŞ’in verilerine göre, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 24.035,59 lira olarak hesaplanmıştır.
Açlık sınırı, 4 kişilik bir ailenin sadece gıda harcamalarını kapsayan, sağlıklı beslenme için gereken minimum harcama tutarını ifade eder. Bu hesaba kira, eğitim, sağlık gibi diğer harcamalar dahil değildir.
Bu durumda, 22.104,67 lira olan net asgari ücret, tek kişinin çalıştığı bir hanede açlık sınırının yaklaşık 1.930 lira altında kalmaktadır. Aynı tarihte yoksulluk sınırı ise 78.291,84 lira olarak belirlenmiştir.
Yoksulluk sınırı, zorunlu ihtiyaçlar için yapılması gereken toplam harcamaları kapsar. Yani içinde gıda dışında giyim, ulaşım, barınma ve diğer temel harcamalar da yer alır.
Ailede hem anne hem baba asgari ücretle çalışsa, toplam gelir 44.209,34 liraya ulaşır. Bu da ailenin açlık sınırının üstüne çıkmasını sağlar; ancak yoksulluk sınırının hâlâ 34.000 lira kadar altında kalır.
TÜRKİYE’DE TUNÇ KANUNU AŞILDI
Mart 2025 itibarıyla Türkiye’de 15,3 milyon kişi ücretli olarak çalışıyor. Asgari ücretle çalışanların sayısı ise tam olarak bilinmemekle birlikte, tahminen bu sayının yarısına yakını yani yaklaşık 7 milyonu bu düzeyde çalışıyor.
Buna, asgari ücretin biraz üzerinde ama yoksulluk sınırının altında gelir elde edenler de eklendiğinde sayı muhtemelen 10 milyonu geçiyor.
Bu tablo, Türkiye’de yalnızca Tunç Kanunu’nun değil, onun da ötesine geçildiğini gösteriyor. Ayrıca içeridekiler dışarıdakiler teorisi Türkiye’de farklı bir biçimde uygulanıyor. Şirketler, yeni eleman almak yerine emekliliği hak eden çalışanları, kimi zaman eski ücretleriyle kimi zaman da daha düşük ücretlerle çalıştırmaya devam ediyor.