5:27 pm - AKARYAKIT FİYATLARINDA TABELA DEĞİŞTİ: Benzine ve motorine zam geldi
4:56 pm - TRABZON’DA GEZİCİ HALK MARKET HİZMETE BAŞLADI! “Vatandaşların kapısına kadar gidiyoruz”
9:20 am - SAĞLIK KİRADA
12:38 pm - HEMŞİRELER TÜKENDİ: “Hemşire değil bakanlığın hafiyesi gibi çalışıyoruz”
10:55 am - PAZARDA AÇLIK HAVASI VAR
9:40 am - ENFLASYON GELİRLERİ YEDİ!
2:10 pm - TRABZON’DAN TÜİK’E SERT ENFLASYON TEPKİSİ: Yoksulluğu rakamlarla gizleyemezsiniz
8:49 am - TÜİK, NİSAN AYI ENFLASYONUNU AÇIKLADI
7:52 am - ENAG, NİSAN AYI ENFLASYONUNU AÇIKLADI: Aylık yüzde 4,46 arttı, yıllık bazda yüzde 73, 88 oldu.
Bugün Anadolu topraklarındaki emperyalistlerin işgaline karşı Ulusal Kurtuluş mücadelesinin başladığı günün 106. yıldönümündeyiz.
19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde gerçekleşen bu mücadele, emperyalist işgale karşı olduğu kadar İstanbul’daki Yıldız Sarayı’nda oturan Padişah Vahdettin ve onun yandaşlarına da karşıydı.
Aradan geçen 106 yılda değişen çok şey yok aslında. Ülkenin dört bir tarafı emperyalist kuşatma altında.
Mustafa Kemal’in tarih sahnesine çıkışı, yarbay rütbesiyle 25 Nisan 1915’te Çanakkale Muharebeleri’nde, Kemalyeri’nde başlar.
34 yaşındadır. Bundan 4 yıl sonra, Samsun yolculuğunda Bandırma vapurundadır.
İSTANBUL’A ÇAĞRILMASI…
30 Ekim 1918…
Padişah Vahdettin’in, “koşullar ne kadar ağır olursa olsun” emriyle Mondros Ateşkes Antlaşması imzalanır. Antlaşma, Osmanlı Devleti’ni tarih sahnesinden siliyordu.
Mustafa Kemal Paşa, Suriye’dedir. Önce 7’nci Ordu Komutanı, ardından Yıldırım Orduları Grup Komutanı’dır.
7 Kasım 1918…
Saray, Mondros Antlaşması gereği Yıldırım Orduları Grubu’nun dağıtıldığını bildiren emri gönderir. Ve Mustafa Kemal Paşa’yı, Savunma Bakanlığı emrine görevlendirir.
★
Paşa, Yıldız Sarayı’na ve hükümete itiraz mesajını gönderir: “Ateşkes hükümleri kabul edilemez ve ben buna uymayacağım.”
Saray, dinlemez… Mustafa Kemal Paşa, 10 Kasım 1918’de Adana’dan bir trenle İstanbul’a hareket etmek zorunda kalır.
Atatürk Rauf Orbay ile birlikte…
‘GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER’
13 Kasım 1918, Çarşamba, saat 12.45 suları…
Mustafa Kemal, İstanbul Haydarpaşa Tren Garı’na ulaşır.
İstanbul, işgal edilmektedir. Kaderin tecellisi, işgalcilerle, kurtarıcı aynı günde İstanbul’a gelmişlerdi.
★
Mustafa Kemal Paşa, yanında yaveri Cevat Abbas (Gürer) ve kendisini karşılamaya gelen Rasim Ferit (Talay) ile Haydarpaşa Garı’nda İşgal donanmasının geçişini 3-4 saat beklemek zorunda kalır.
Hüzünlüdür… Çok değil, 3 yıl önce, Çanakkale’de bu İşgal donanmasının hayallerini yerle bir eden Anafartalar Kahramanı, çaresiz işgal gemilerini seyreder.
Büyük bir ıstıraptı, bu…
★
Öğleden sonra saat 15.00 sularında, küçük Kartal istimbotuyla işgal donanmasının arasından karşıya geçer.
İşgal gemilerinin arasında… Dudaklarından şu sözler dökülür:
“Geldikleri gibi giderler…”
Paşa, 13 Kasım 1918’den, 16 Mayıs 1919’a kadar 184 gün, yani 6 ay kadar İstanbul’da kalır.
5,5 ayı Şişli’deki evinde geçer.
Atatürk’ün Şişli günleri, vatanın kurtuluş reçetesinin yazıldığı ve yeni Türk devletinin planlandığı, tasarlandığı dönemdir.
İstanbul’da; Ali Fuat Paşa, Kazım Karabekir Paşa, İsmet Bey, Rauf Bey, Refet Bey, Ali Fethi Bey gibi Millî Mücadele’de görev alacak isimlerle görüşmeler yapar.
17 Mayıs 1919 tarihli Alemdar gazetesi. “Şark Kıtaatı Müfettişliğine Tayin Edilen Mustafa Kemal Paşa”
MÜFETTİŞLİK GÖREVİ
Tam bu dönemde…
İşgal kuvvetleri, İstanbul hükümetine Samsun ve çevresinde güvenliğin sağlanması konusunda bir nota verirler.
Nota üzerine, Sadrazam Damat Ferit, İçişleri Bakanı’nı çağırır ve düşüncesini sorar.
İçişleri Bakanı Mehmet Ali Bey: “Oraya Mustafa Kemal Paşa’yı gönderelim” der.
Damat Ferit, ikna olur.
30 Nisan 1919…
Mustafa Kemal’in Dokuzuncu (sonra üçüncü) Ordu Müfettişliği’ne atanmasını Padişah onaylar.
★
Paşa, görevlendirme belgesini aldığı zaman, duyduğu heyecanı şöyle anlatır:
“Bakanlıktan çıkarken, heyecanımdan dudaklarımı ısırdığımı hatırlıyorum. Kafes açılmış, önümde geniş bir dünya vardı. Kanatlarını çırparak uçmaya hazırlanan bir kuş gibiydim…”
Kanatlarını çırparak, uçmaya hazırlanan bir kuş gibi…
★
Mustafa Kemal’i Anadolu’ya göndermeye karar verenlerle, kendisinin hedefleri arasında hiç benzerlik olmadığı kısa sürede ortaya çıkacaktı.
★
Görevlendirme yönergesinin ayrıntılarını, Mustafa Kemal Paşa Genelkurmay İkinci Başkanı Kazım Paşa’yla (İnanç) düzenler.
Görev Yönergesi hazırlanırken, Mustafa Kemal’in ilgilendiği tek konu yetki sorunudur.
Kazım Paşa’ya: “Şu iki noktayı mutlaka ekle, onlar bana yeter.
Birinci madde, Samsun’dan başlayarak, bütün Doğu vilayetlerindeki kuvvetlerin komutanı olabilmem ve bu kuvvetlerin bulunduğu vilayetler valilerine doğrudan emir verebilmemdir.
İkincisi, bu bölge ile herhangi bir temasta bulunan askeri ve sivil makamlarla yazışmada bulunabilmeliyim” der.
Kazım (İnanç) Paşa, Mustafa Kemal’in arkadaşıdır.
Görevlendirme Belgesi’nin alt bölümüne, bu maddeleri ekler.
★
Mustafa Kemal, emrin bir suretini cebine yerleştirirken, Kazım Paşa’nın kulağına eğilir:
“Kazım, şu kapıları kapatsana…”
Kapılar kapanır.
Bir süre sonra Mustafa Kemal, elini sıkarken Kazım Paşa’nın son cümlesi şudur:
“Vazifemiz, çalışacağız.”
Mustafa Kemal, Ordu Müfettişlik görevinin verilmesi konusunu şöyle anlatır:
“Bana bu yetkiyi, onlar bilerek ve anlayarak vermediler. Her ne olursa olsun, benim İstanbul’dan uzaklaşmamı isteyenlerin buldukları gerekçe, ‘Samsun ve yöresindeki düzen bozukluğunu yerinde görüp önlem almak için Samsun’a kadar gitmek’ idi…”
Özetle… Mustafa Kemal Paşa, Osmanlı Devleti’ni ve Hanedanı’nı kurtarmak için değil… Kayıtsız şartsız ulus egemenliğine dayanan, yeni bir Türk Devleti kurmak amacıyla Anadolu yolculuğuna başlar.
★
“İstiklal Savaşı’nı başlatmak için, Mustafa Kemal’i Anadolu’ya Vahdettin gönderdi” iddiasında bulunan ve tarihi çarpıtanları, daha sonra bizzat Vahdettin yalanlar.
Atatürk’ü, İstiklal Savaşı’nı başlatması için Anadolu’ya göndermediğini belirtir.
Ve “Mustafa Kemal’i Anadolu’ya gönderen kabineye uydum” diyerek itiraf eder.
SAMSUN’A HAREKET VE GENEL DURUM
16 Mayıs 1919…
Mustafa Kemal Paşa, yola çıkmadan önce, Padişah Vahdettin’le son kez görüşür.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı olacak Paşa ile Osmanlı Devleti’nin son padişahı arasındaki bu görüşme, uçuruma yuvarlanan 600 yıllık bir devletin hüzünlü bir vedası gibidir.
Şişli’deki evde, annesine ve kız kardeşine veda eder.
Galata rıhtımından bir motorla, Kızkulesi açıklarında bekleyen Bandırma Vapuru’na gider. 23 subay (kendisi dahil), 25 erbaş/er olmak üzere 48 kişiyle hareket eder. Yağışlı, bir cuma günüydü…
★
★
19 Mayıs 1919, Pazartesi…
Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a ayak bastığında, şehirde İngiliz işgal kuvvetleri vardı.
Pontusçular sokaklarda kol geziyordu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin doğum sancıları, işte bu koşullarda başlar.
Bu zorlu ve engellerle dolu yolculukta, tarihin akışını değiştirecek lider, 38 yaşındadır…
PADİŞAHA İSYANI VE GERİ ÇAĞRILMASI
25 Mayıs 1919’da, Mustafa Kemal Paşa Havza’ya gelir.
28 Mayıs 1919’da Havza Genelgesi’ni yayımlar.
İzmir işgaline karşı, çeşitli bölgelerde gösterilen tepkileri birleştirmeyi ve ülke geneline yaymayı duyurur.
İstanbul Hükümeti, Mustafa Kemal’in niyetini anlar. Ve Samsun’a çıktıktan 20 gün sonra Savunma Bakanlığı, 8 Haziran 1919’da Paşa’yı İstanbul’a geri çağırır.
Mustafa Kemal, bu çağrıya uymaz.
★
21-22 Haziran 1919…
Amasya Genelgesi yayımlanır.
“Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” maddesi, milli iradeyi işaret eder.
Amasya Genelgesi, bir ihtilal beyannamesidir. Amasya Genelgesi’yle, Padişah’a karşı isyan bayrağı açıkça çekilmiştir.
İstanbul Hükümeti, Mustafa Kemal’in gerçek niyetini tümüyle anlar.
SAMSUN’A ÇIKTIKTAN 34 GÜN SONRA…
İçişleri Bakanı Ali Kemal, 23 Haziran 1919’da valilere gönderdiği bir genelgeyle, Mustafa Kemal’in azledildiğini ve emirlerinin dinlenmemesi gerektiğini bildirir.
SAMSUN’A ÇIKTIKTAN 44 GÜN SONRA…
Mustafa Kemal Paşa, görevden alınma belgesi eline geçmeden, ordudan istifa eder.
★
Yetkilerini, 19 Mayıs’tan 8 Temmuz 1919’a kadar sadece 50 gün süreyle kullanır.
Artık, Millî Mücadeleyi devletin verdiği yetki ve makamla değil, milletin kendisine olan inancı ve güveniyle yürütecektir.
Mustafa Kemal, artık yetkisi olamayan bir sivildir…
KADER ANI
Başyaver Cevat Abbas, Mustafa Kemal’in odasına gelir: “Kumandan Paşa geliyorlar, arkalarında bir bölük süvari askeri var.”
Gelen, Kazım Karabekir Paşa’ydı.
★
Mustafa Kemal’in yanında Rauf (Orbay) Bey vardı. Karabekir Paşa geldi, askerce selam verdi:
“Komutamda bulunan subay ve erlerin saygılarını sunmaya geldim. Siz bundan sonra da komutanımsınız” dedi.
Mustafa Kemal, Karabekir’i kucakladı… Onun için, çok önemli bir sürprizdi bu…
Kaderin akışını değiştiren, tarihi bir kucaklaşmaydı bu…
MUSTAFA KEMAL’İN İLK SİVİL ELBİSESİ
Mustafa Kemal Paşa istifa etmişti. Ama sivil elbisesi yoktu.
Mazhar Müfit Kansu’yu dinleyelim;
“Bütün ömrü askerlikte geçen Paşa’nın sivil elbisesi yoktu. Hemen yeni bir elbise bulmak olanaksızdı.
‘Elbiseyi ne yapacağız Mazhar?’ der demez:
‘Kolay Paşam’ dedim. Aklıma valiye gitmek geldi.
‘Paşa için sizin elbiselerinizden birini istiyorum.’
Münir (Akkaya) Bey bir hayli sıkıldı:
‘Benim ya bir ya iki defa giydiğim bir jaketatayım var, Paşa’ya onu vereyim.’
‘Gayet iyi’ diyerek hemen jaketatayı aldım. Bende de temiz bir fes vardı. Gömlek, yaka, kravat da uydurmuştum.
Paşa’nın ilk sivil kıyafetini böylelikle temin etmiş olduk…
11 Mayıs 1920…
Samsun’a çıkışından bir yıl sonra, İstiklal Savaşı devam ederken, Mustafa Kemal’e idam cezası verilir.
Padişah Vahdettin, idam kararını 24 Mayıs 1920’de onaylar.
Vahdettin, Mustafa Kemal Paşa’yı Millî Mücadele’yi “başlat” diye Anadolu’ya gönderseydi…
Geri çağırır mıydı? Görevinden alır mıydı? İdam kararını verir miydi?
★
Paşa ve arkadaşları, Anadolu’ya geçtikten kısa bir süre sonra para sıkıntısı çekmeye başlarlar.
“Bütün paramız yol için 20 yumurta, bir okka peynir ve 10 ekmeğe yettiğinden bunları aldırdık” der, Mazhar Müfit Kansu…
İşte, Millî Mücadele yolculuğu, bu sıkıntılı koşullarda gerçekleşir.
Ancak, atılan ok yaydan çıkmış, Türkiye Cumhuriyeti’nin doğum sancıları başlamıştı.
★
Mustafa Kemal’in bu yolculuğu, milletinin kaderine damgasını vuracak ve işgal devletlerinin hayallerini yerle bir edecekti.
Engellere, nankörlüklere, hainliklere ve yokluklara rağmen…
Atatürk, Millî Mücadele Yolculuğu’nun başlangıcı 19 Mayıs’ı, kendi “doğum günü” olarak kabul eder.
19 Mayıs’ı, bayram olarak gençlere armağan eder.
★
Atatürk Nutuk’ta, “1919 yılı Mayıs’ının 19’uncu günü Samsun’a çıktım…” diye başlar…
Son sayfada, şu sözler yer alır:
“Bugün ulaştığımız sonuç, asırlardan beri çekilen millî felâketlerin yarattığı uyanıklığın eseri ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir.
Bu sonucu, Türk gençliğine emanet ediyorum.”
Bu sözleri okurken, sesi titrer ve gözleri nemlenir…
TARİHİN KISKANDIĞI LİDER
Selanik’te halktan biri olarak doğdu,
Adı, Mustafa’ydı,
Gazi Mareşal Mustafa Kemal oldu
34 yaşında, Çanakkale’de Truva’nın intikamını aldı,
38 yaşında, Millî Mücadele’yi başlattı,
İdama mahkûm edildiğinde, 39 yaşındaydı,
42 yaşında, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu,
Büyük İskender, Hannibal, Sezar ve Napolyon’un kıskandığı bir savaşçı,
Ama tepeden tırnağa bir insan,
Savaşın ustası, barışın efendisi,
Tarihin kıskandığı lider,
Mustafa Kemal Atatürk…
Bir daha böyle bir işgale uğramaması için Millet Egemenliğine dayanan tam bağımsız özgür bir ülke kurdu.