TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ: Maske, mesafe ve havalandırma hâlâ kritik

.

TTB, aşı oranına göre halen toplumsal bağışıklığın çok uzakta olduğunu, bilimsel verilere göre maske, mesafe ve havalandırmanın hâlâ kritik olduğunu vurguladı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısının ardından maske zorunluluğunun ve HES kodu uygulamasının kaldırıldığını duyurdu.

Şubat ayı boyunca günlük ölüm sayılarının çoğunlukla 250’nin üzerinde seyretmesine rağmen maske ve HES kodu zorunluluğunun kaldırılması tepkiyle karşılandı.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi (TTB) ve Pandemi Çalışma Grubu yaptığı açıklamada, yükselen vaka ve ölüm sayılarına rağmen önlemlerin kaldırılmasının hiçbir bilimsel dayanağı olmadığına dikkat çekti.

Online düzenlenen toplantıda ortak açıklama yapan TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından açıklanan kararları halk sağlığı bakımından kaygıyla karşıladıklarını söyledi.

Geçen ay içinde sadece resmi açıklamalara göre dahi Kovid-19’dan 7 bin 29 kişinin (günlük ortalama 251 kişi) hayatını kaybettiğine dikkat çeken Fincancı, “Şubat ayı, ölüm sayısı açısından 24 aydır süren pandeminin en kötü beşinci ayı olurken, 2022 yılının ilk iki ayındaki ölümler 24 aylık pandemi ölümlerinin yüzde 13’üne; son altı aydaki ölümler ise yüzde 40’ına karşılık gelmektedir.

Aynı şekilde, günlük aşılama sayılarında sürecin en düşük günlük aşılama sayılarını görüyoruz, aşılamayı teşvik için gerekli çabalardan ve kararlılıktan yoksun bir salgın yönetimi görev başındadır.

Tamamlanmış aşı oranımız halen toplumsal bağışıklık için gereken düzeyden çok uzakta; bilimsel veriler ise maske, mesafe ve havalandırmanın hâlâ kritik önem taşıdığını göstermektedir.

Yapılmakta olan PCR testlerinin pozitiflik oranları, adeta kaçınılmaz olarak yapılması gerekenler dışında belli sayılara takılıp kalmış olunmasına ve tanısal/tarama amaçlı hızlı antijen testi gibi yöntemlerle desteklenmemesine rağmen oldukça yüksektir” dedi.

“İYİ HAVALANDIRMA” NASIL DENETLENECEK?

Semptomu olmayana test yapılmayacağı kararı ve kamusal alanların, toplu yaşam/kullanım alanlarının HES kodu dahil hiçbir ön tedbire gerek kalmaksızın kısıtlamalardan azade tutulmasının hastalık dolaşımının sürmesi ve artması anlamına geldiğini ifade eden Fincancı, yeterli aşı korumasına dahil olmayan Türkiye’de kaç yurttaşın önlenebilir nitelikte ölümünün göze alınabildiğinin yanıtlanmasını istedi.

Bu koşullarda maskenin bireysel sorumluluğa terk edilmiş olmasının ve gerçek dışı bir rehavet yaratılmasını haklı kılabilir bir salgın kontrolü bulunmadığını dile getiren Fincancı, havalandırma konusunda yapılan açıklamada ise “iyi havalandırılan ortamlar”ın hangi yolla denetlenebileceğinin açık olmadığını vurguladı.

Fincancı, “Daha önce yapılmamış denetimlerin nasıl sağlanabileceğine, belirlenebileceğine dair düzenleme; kontrol ve farkındalık konusunda somut herhangi bir adım atılmamışken sadece yurttaşın bunu nasıl belirleyebileceği de yanıtlanması gereken sorulardır” dedi.

Pandeminin ikinci yılında yorgunluğunu yaşayan yurttaşlar ve tükenme eşiğinde çalışan sağlık emekçilerinin artık yeni bir evreye adım attığını belirten Fincancı, açıklamasına şöyle devam etti:

“Bu evre; göstermelik söylemlerden dahi vazgeçilerek kamusal sorumluluğun alınmadığı ve halk sağlığının geri plana itildiği, salgın yönetiminin salt siyasi öncelikler ve tercihlerle belirlendiği bir aşamadır.

Tüm yurttaşlarımızı salgının yeterli kontrolünün sağlanmamış olduğu bilgisiyle uyararak gerek kendileri ve sevdikleri gerek toplumsal bakımdan aşılarını tamamlamaya; maske, mesafe, havalandırma önlemlerinin kritik önemini koruduğu konusunda duyarlı, özenli ve dikkatli olmaya; bilime uygun adımlar atılması için taleplerini yükseltmeye davet ediyoruz.

Sağlık Bakanlığı’nın aldığı kararlar ile yaşam hakkını ihlal ettiğini bir kere daha vurguluyor, bilim kurulunda yer alan üyeleri de mesleki ve kamusal sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz.”  –evrensel-