SON DAKİKA

DARICA HALK KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ (Akçaabat)

HALKLARIN BİR UMUT MEVSİMİ GELENEĞİ HIDIRELLEZ:  Bazılarımız için Umut Mevsimi, Baharın Müjdeleyicisi, ilkbaharın en heyecan verici kısmı bugün!

Bu haber 05 Mayıs 2024 - 16:09 'de eklendi ve 12 views kez görüntülendi.
HALKLARIN BİR UMUT MEVSİMİ GELENEĞİ HIDIRELLEZ:  Bazılarımız için Umut Mevsimi, Baharın Müjdeleyicisi, ilkbaharın en heyecan verici kısmı bugün!

HALKLARIN BİR UMUT MEVSİMİ GELENEĞİ HIDIRELLEZ:  Bazılarımız için Umut Mevsimi, Baharın Müjdeleyicisi, ilkbaharın en heyecan verici kısmı bugün!

.

Dilerseniz bu kez Hıdırellez kutlamalarına tarihsel ve kültürel açıdan bakalım.

İnanışlara göre Türk dünyasında kutlanan mevsimlik halk bayramlardan biri olan ve baharın gelişini müjdeleyen Hıdırellez, Hızır ve İlyas’ın yeryüzünde buluştukları gün olarak tanımlanmaktadır.

Hıdırellez gelenekleri arasında en yaygın olanı gül ağacı altına dilek dilemektir.

Anadolu halk geleneğinde Hıdırellez olarak bilinen, Hızır ve İlyas”ın yeryüzünde buluştukları günde insanlar da baharla buluşur. Hızır ve İlyas hakkında birçok efsane anlatısı vardır. İşte, Hızır ve İlyas’ın gerçek hikayesini…

Sümer medeniyetinde insanlar çok tanrılı dine inanırlardı. Ancak bunlardan Bereket ve aşk tanrıçası ile enerji ve güç tanrısı diğerlerinden daha üstün olarak görülürdü.

Bereket ve aşk tanrıçası İnanna ile enerji ve güç tanrısı Dumuzi’nin tarihsel hikayesi…

Sümer inancına göre bu tanrıça ile tanrı her sene birleşirler ve bu birleşmeden sonra tabiat tekrar dirilerek ilkbaharı getirirdi. Tanrıların birleşmesinin şerefine tapınaklarda büyük törenler yapılır, hayatın bu sayede devam edeceğine, refahın ve bolluğun artacağına inanılırdı.

Sümerler’in tanrıça İnanna’sı sonraki asırların değişik medeniyetlerinde “Afrodit”, “Astarte”, “İştar” ve “Venüs” isimlerini alırken, “Dumuzi” de “Osiris”, “Asur”, “Marduk”, “Adonis” ve “Attis” oldu…

Dumuzi’nin adı bugün hala yaşıyor ve binlerce sene öncesinin Sümer tanrısına biz “Temmuz” deniliyordu.

Sümer medeniyeti üzerinde çalışan alimler Hazreti İsa’nın çarmıha gerildikten sonra gökyüzüne yükselmesinin hatırasına yapılan ayinlerin ve özellikle de Paskalya kutlamalarının Dumuzi’nin ardından yapılan eski ayinlerin devamı olduğunu söylerler…

Hıristiyanlığın doğuşundan sonra eski pagan inançlarından bazıları bu yeni dinde kendilerine yer buldular.

Eski İran’ın güneş tanrısı Mitra’nın her sene 25 Aralıkta karanlığa galip gelmesini temsil eden kutsal doğum inancı MS 375 ten sonra “Noel” halini alırken, tanrı Dumuzi’nin her senenin Mart ayında yeniden dirilmesi de Hazreti İsa’nın göğe yükselmesi inancına dönüşerek tarihte şekil aldı.

Aynı gelenek Musevilikte de “Hamursuz Bayramı” oldu. Sümerlerden gelen bu inanç batı dünyasının yanı sıra zamanla doğu dünyasını da etkiledi.

İnanna ile Dumuzi’nin bir araya gelmesi, Hızır ve İlyas peygamberlerin buluşması şekline büründü.

Kısacası, bütün dinlerde, bütün toplumlarda uzun kış döneminden sonra doğanın yeniden canlanması tarih boyunca hep çeşitli etkinliklerle kutlanmış.

Sümerlerden sonra gelen her uygarlık, ilkbahar ile İnanna ve Dumuzi buluşmasını kendi takvimine göre belirlemiş, ayrı ayrı isimler vermişler.

Nitekim Türklerin ‘Nevruz’, Hristiyanların ‘Paskalya’, Musevilerin ‘Hamursuz’ bayramlarının birbirlerine çok yakın tarihlere denk gelmesi bir rastlantı değil, hepsi baharı kutlama geleneğinin uzantısı…

Bazılarımız için Umut Mevsimi, Baharın Müjdeleyicisi ve ilkbaharın en heyecan verici kısmı Hıdırellez bugün kutlanıyor.

Günümüzde toplumun yaşadığı geçim ve yaşam sıkıntıları nedeniyle unutulmaya yüz tutmuş geleneklerimizden birisi de Hıdırellez gelenekleridir.

Hıdırellez gelenekleri, Anadolu ve Balkanlar’da, Orta Asya ve Orta Doğu’da kış mevsiminin bitiminin kutlandığı halk bayramlardan biri.

Her yıl eğlenceli etkinliklerle kutlanan ve bizlere dileklerimizi, umut etmeyi hatırlatan bu özel günün, 2017 yılında UNESCO tarafından Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’ne alındığını da belirtelim.

Kış mevsiminin bitiminin kutlandığı Hıdırellez geleneği kültürümüzde oldukça önemli bir yere sahiptir. Hem İslam hem de Türklerin inançları için büyük önemi olan Hıdırellez, aynı zamanda ilkbahardaki en önemli kutlamalardan biridir.

Bu gelenek, kültürümüzde yüzlerce yıldır devam etmekte ve halen kutlanmaktadır. Önemli bir gün olarak kabul edilen Hıdırellez gecesinin şans, bereket ve sağlık getirdiğine inanılır.

Hıdırellez’in hikayesi, İslam inancında “2 büyük peygamber olan Hızır ve İlyas’ın buluşmasının kutlandığı bir bayramdır. Buna göre Hızır Peygamber, abıhayatı (bengi su) içerek ölümsüz olmuş ve İlyas Peygamber de yüksek bir mevkide tanrıya hizmet etmek için cennete yükseltilmiştir” diye inanılır.

Hızır özellikle baharda insanların arasında gezinerek bolluk ve sağlık dağıtan, başı sıkışanlara yardım eden bir peygamberdir.

Farklı kaynaklarda adı ve soyu hakkında çeşitli fikirler öne sürülür, hatta bazıları Hızır ile İlyas peygamberin aynı kişi olduklarını iddia ederler. Halkın Hızır inancı, onun ölümsüz olduğu ve her baharda doğanın uyanmasını sağladığı şeklindedir. 

Hıdırellez,  her yıl 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan akşam ve gece kutlanır. İnsanlar bu gecede dileklerini bir kâğıda yazarak, çizerek anlatır ve kâğıdı bir gül ağacının dibine gömerler. Hızır ve İlyas peygamberlerin yeryüzünde buluşarak insanlara yardım ettiklerine inanılır.

 Veya yine gül ağacının dibine, taşlarla dileklerini temsil eden şekiller çizerler. Sabaha karşı geri toplanan dilek kâğıtları ise denize atılır. Elbette bunun gibi farklı pek çok Hıdırellez geleneği de vardır.

Hıdırellez gecesi, birçok farklı ritüelle kutlanır. Bu ritüellerin en önemlileri, ateş yakmak ve dilek dilemektir.

Hıdırellez ateşi, genellikle bir meydan veya parkta yakılır ve insanlar etrafında toplanarak dans eder, şarkılar söyler ve ateşin üzerinden atlarlar. Ateş yakma ritüeli, inanışa göre kötülükleri kovar ve şans getirir.

Hıdırellez gecesi ayrıca dilek dileme gecesidir. İnanışa göre, bu gecede yapılan dualar ve dilekler, Hızır ve İlyas tarafından duyulur ve gerçekleşir. Bu nedenle, insanlar dileklerini yazarak ya da söyleyerek Hıdırellez ateşinin etrafında dönerler.

Anadolu’da ise insanlar, gün doğumu öncesi beyaz elbiseler giyerek yeşil ve bol sulu kırlara gider ve eğlenirler. Kutlamalar ağaçlık alanlarda, su kenarlarında, varsa bir türbe ya da yatırın yanında yapılır.

Bunun nedeni Hızır peygamberin böyle yerlerde gezdiğine inanılmasıdır. Hatta bazı bölgelerde bu gece toplanan çiçeklerin kaynatılıp içilirse hastalıklara iyi geleceği düşünülür.

Hızır geleneğinin yayıldığı yerlerde ayrıca “Hızır hakkı” için kuzu kesme adeti vardır. Diyarbakır’da Ciğaret adıyla ayrı bir tören yapılır. Baharın bu taze kuzusunu yemenin bedenlere sağlık ve canlılık kazandıracağı inanışı vardır.

Hıdırellez ritüellerinden biri de Hızır’ın eli değen şeylerin dolup taştığına inanıldığı için o gece yiyecek kaplarının, para keselerinin ağzını açık bırakmaktır. Ev, bahçe, araba isteyenler bunun küçük bir modelini yaparak dileklerine ulaşacaklarına inanırlar.

Geleneğe uygun olarak Anadolu’nun birçok yerinde Hıdırlık adı verilen mesire alanlarında, halk tarafından kutsal kabul edilen, adak adanan, bez bağlanan bazı yerler bulunuyor.

Biga’da ise Romanlar, bereket ve sağlık için sabah namazından sonra uyumayarak Hıdırellez’i yerde yuvarlanarak kutluyor.

Anadolu’da evdeki her kişi için 7 nohut veya 7 fasulye ekiliyor ve kişilerin başına gelebilecek kötülüklerin nohutun veya fasulyenin başına gelmesi dileniyor.

Yine bazı yerlerde hastalıklar, ağrılar için şifa olduğuna inanılan “Hızır Sopası” geleneği vardır. Bu sopa ağrılı yerlere vurulursa ağrının geçeceğine inanılır.

Baht açma törenleri de Hıdırellez’in bir parçasıdır. Talihi açılsın isteyen kadınlar yüzük, küpe gibi eşyalarını çömleğin içine atar, üzerine su ekleyerek ağzını kapatırlar. Çömlek bir gece boyunca gül ağacının dibinde bekletilir. Ertesi gün kadınlar bir araya toplanır ve mânilerle çömlekten eşyaları çıkarırlar.

Bu törene İstanbul ve çevresinde “baht açma”, Denizli ve çevresinde “bahtiyar”, Yörük ve Türkmenlerde “mantıfar”, Balıkesir ve çevresinde “dağara yüzük atma”, Edirne ve çevresinde “niyet çıkarma”, Erzurum’da “mani çekme” adı verilir.)

HIDIRELLEZ EĞRİSİ:

Trabzon ve çevresinde her yıl mayıs ayının 6. günü yapılan Hıdırellez şenlikleri, yöremizde de bir bahar bayramı gibi yaşanır.

O gün hava elverişliyse kırlarda ya da deniz kıyılarında gün boyu eğlenilir.

Hıdırellez günü kadın-erkek dernek yerlerine çıkarlar. Oralarda küçük çapta bir dernek düzeni kurarak eğlenirler. Hıdırellez, bir eğlence günü olmanın yanı sıra pek çok inanışın da kaynağıdır. Bunlar;

-Hıdırellez günü hemen hemen herkes bir hıdırellez eğrisi korkusu yaşar. İnanışa göre o gün eğici, bükücü, kesici işler yapılırsa doğacak çocuklar, buzağılar, kuzular, oğlaklar da eğri büğrü doğarlar. Sakat doğumlar, Hıdırel1ez günü yapılan eğici, bükücü işlere bağlanır.

Bunun için sandık, dolap, kapı açıp kapamak, çamaşır yıkamak, yufka açmak, demir tutmak, balık ayıklamak gibi işler çok sakıncalı sayılır. Özellikle gebe kadınlar bu tür uğraşlardan uzak dururlar.

-Hıdırellez eğrisinden sakınmak için o sabah evin bahçesine bir ocak kabak dikilir. Buna Hıdirlez kabağı denir. Kabağın tohumunu toprağa gömerken ”Bütün eğriler bu kabağın başına” sözü üç kez yinelenir. Bu kabağın Hıdırellez günü yapılan tüm eğrilikleri kendinde toplayacağına inanılır. Nitekim Hıdırellez sabahı dikilen kabağın gerçekten eğri büğrü olduğu söylenir.

-Hıdırellez günü erken kalkıp yokuş çıkanların ömrü uzar.

-Hıdırellez günü suya tuz atılırsa tüm eğrilikler tuz gibi erir.

-Hıdırellezde denize mektup atılırsa o mektup Allah’a gider. Allah günahları bağışlar, dilekleri gerçekleştirir, dertleri dindirir.

-Evi olmayanlar Hıdırellez sabahı erkenden kalkarak bahçelerinde küçük bir ev modeli yaparlar. Böylece gelecekte istedikleri gibi bir eve kavuşacaklarına inanırlar.

Bir diğer Hıdırellez ritüeli de yoğurt mayalamaktır.

Trabzon’un bazı bölgelerinde bu geceye özel mayasız yoğurt yapılır, yoğurdun içine bir tahta kaşık konur. Elde edilen maya ise yıl boyunca kullanılmaya devam edilir.

Görüldüğü gibi Hıdırellez gecesi, kültürümüzde genellikle sokakta kutlanır ve insanlar bu özel gecede bir araya gelerek gecenin keyfini çıkarırlar.

Hızır ve İlyas peygamberlerin buluşmasının kutlandığı bu bayram, yılın bahar mevsimindeki en önemli kutlamalardan biridir.

Etiketler :
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA